Rumların derdi çözüm değil

Crans-Montana dün BM Genel Sekreteri Guterres’in katılımıyla daha da hareketlendi.

Crans-Montana dün BM Genel Sekreteri Guterres’in katılımıyla daha da hareketlendi.
Güvenlik ve Garantiler’in tartışıldığı birinci masadaki toplantıya katılan Antonio Guterres, hem garantör ülkelerin dışişleri bakanları hem de Akıncı ve Anastasiadis ile bir araya geldi.
Sonrasında yaptığı basın toplantısında verdiği mesajlar ise çok muğlaktı. Bazı konularda ise daha fazla esnekliğin ortaya çıktığını gözlemlediklerini söyleyen Guterres, ancak hala yapılacak çok önemli şeyler olduğunu söyledi. Ama bizim beklediğimiz güçlü mesajları vermekten çok uzaktı.
Aynı saatlerde Ada Tv’de yayınlanan Görüş Farkı programında sevgili Haluk Doğandor ile olan biteni anlamaya ve aktarmaya çalışırken, çok önemli bir telefon bağlantısı yaptık.
Üç cumhurbaşkanı döneminde de müzakere heyetinde yer alan, bu yüzden bu atmosferi en iyi bilen müzakereci olarak tanıdığımız Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, İsviçre’de olan bitenle ilgili çok net mesajlar verdi.
Crans-Montana’da BM Genel Sekreteri Guterres’in gelişiyle hareketli dakikalar yaşanırken, Özersay’ın bize bağlanıp yaptığı yorumlar zirvenin yol haritasında aksayan yönlerin altını kırmızı kalemle çiziyordu.
Özersay, böyle bir zirvede tüm tarafların, ellerindeki kartı açmak için daha önemli bir aşamaya geçilmesini beklediğini, ya da daha üst düzey bir katılımı gözlediklerini ifade etti. Crans-Montana’da yaşanan hareketlenmenin de bu yüzden olduğunu söyledi.
Özersay, “Kıbrıs Rum tarafı başlangıçta ayak sürür gibi davranırken, Genel Sekreter’in gelişiyle bir açılım yapar gibi davranmayı tercih etti. Bu Rumların dünya kamuoyunda kötü görünmemesi için zorunlu bir tercihti” dedi.
Hem Kıbrıs Türk tarafının, hem Türkiye’nin, hem de BM’nin, bunun son toplantı olacağına ilişkin vurgu yapması gerektiğini belirten Özersay, “Çünkü Rum tarafı bunun son toplantı olmayabileceğini gördüğü andan itibaren hiçbir biçimde adım atmayacaktır. Onları en fazla çözüme zorlayacak olan şey, bu müzakere sürecinin kopması, biteceğini bilmeleridir” diye konuştu.
BM Kıbrıs Özel Temsilcisi Eide’nin çelişkili açıklamalar yaptığını kaydeden Özersay, “Son fırsat söylemini terk edip, ‘son değil en iyi fırsat’ söylemine geçmesi çözüme yardımcı olmaz. Guterres, bu toplantının son fırsat olduğunu taraflara iletmeliydi. Çözümü zorlayan en güçlü mesaj bu olurdu” değerlendirmesi yaptı.
Kıbrıs Rum tarafının bu müzakerelerin sonuçlanmaması için elinden geleni yaptığını ifade eden Özersay, “Sürecin çökmesini istemiyorlar. 10 gün sonra doğalgaz kazılarına başlayacaklar. Daha sonra seçim süreci başlayacak. Karşılıklı sert söylemlerle müzakereler kopmadan askıya alınacak” dedi.
Özersay, Rumların kopmadaki endişesinin de KKTC’nin statüsünün yükselmesi ve doğalgaz kazılarının zorlaşması olduğunu dile getirdi.
Sayın Akıncı’nın Crans-Montana’da sessiz kalmasını da eleştiren Özersay, bu müzakerelerin Yunanistan, Türkiye ve Rum kesimi arasında yapılıyor izlenimi yarattığına dikkat çekti.
Müzakere heyetinde yıllar süren görevi nedeniyle Kudret Özersay’ın söylediklerini bir çırpıda kenara atma lüksümüz yoktur. O masada ne olup bittiğini, onun kadar iyi bilen çok az insan var.
Dolayısıyla Rumların oynadığı oyunu bozmak için Kudret Özersay’ın dediklerine kulak vermeli.
Rumların amacı çözüm mü, yoksa çözer gibi yapıp bir yandan doğal gaz kazılarına devam edip, diğer yandan KKTC’nin uluslararası arenadaki durumunu kontrol altında mı tutmaya çalışıyorlar?
Ben Rumların niyetinin çözüm olmadığını düşünenler arasındayım…
Bu haber 447 defa okunmuştur

:

:

:

: