KKTC Merkez Bankası bir münhal duyurusu yapar.
Bünyesinde istihdam edeceği 2 hukukçu arar.
Bu münhale 40 civarında avukat başvurur.
Sınava tabi tutulurlar.
Sınav sonrasında alınan 2 hukukçu belli olur.
Bir tanesi zaten hali hazırda o çatı altında görev yapan, bir diğeri de dışardan alınan.
Peki bu 2 hukukçuyu diğer hukukçulardan ayıran nedir?
İktidar partilerine yakın ailelerin fertleri olmaları.
Yani?
Olay şu; KKTC Merkez Bankası münhal çıkarken alınacak olan 2 avukat önceden belliydi.
Fakat kılıfına uydurulacak ya.
Münhal açılır, sınav yapılır.
40 civarında avukat da bu münhale müracaat eder.
Belki bir umut gibisinden.
Yoksa burada dönen dolapları bilmediklerinden değil.
Hoş sınav olur, daha sonuçlar açıklanmadan, bu mevkiye alınacağı önceden belli olan avukatlardan bir tanesi sosyal mecrada ki facebook profilinde, yeni işini yaptığı meslek olarak oraya koyar.
Çünkü iş çoktan bitmiştir.
Sınava giren diğer avukatlar daha henüz sınav sonucunu dahi öğrenemezken o çoktan alınacağını biliyordu.
Dolayısıyla bunda bir çekince görmedi.
Konu bana intikal ettirildikten sonra araştırma yaptım.
40 civarında bu münhale müracaat yapıldığını öğrendim.
Bu müracaatları yapan avukatlar arasında önceden bankacılık mevzuatlarına hakim tecrübeli avukatların da olduğu bilgisine ulaştım.
Fakat takdir edersiniz ki bunun bir ehemniyeti yoktu.
Tecrübe de neymiş?
İktidar partilerine yakın olmak gibisi var mı?
Yok tabi.
Dolayısıyla burada da bir çok devlet kurumunda olduğu gibi aranan ilk ve son kriter iktidar parti veyahut partilerine yakınlıktır.
Ne kadar yakınsınız?
Aileniz kimdir?
Gibi yakınlık dereceleri bu işlerde büyük rol oynar.
Yoksa ehil olmak burada çok önemli değildir.
Nitekim öyle olmadığını da zaten görüyoruz.
Dolayısıyla öyle anlaşılıyor ki KKTC Merkez Bankası da personel istihdamını bu şekilde tamamladı.
Münhal açtı.
Müracaat kabul etti.
Sınavı da gerçekleştirdi.
Kısacası işi kılıfına uyduruldu.
Her şey yasal.
Zaten bu ülkede yasal olmayan ne var?