Kıbrıs müzakereleri hiçbir zaman kolay değildi.
Kıbrıs Türkünün haklı davası diye başlarken nerelere geldik.
1963- 1974 arası gerek güç paylaşımı, gerekse de yönetimlerin demokrasi ve hukuktan uzak silahlı gurupların yarattığı baskılar arasında ne Rum ne de Türk görüşmeciler sorunların esas sebepleri ile derinliğine ilgilenemeden, olayların yarattığı sonuçları çözmeye çalıştılar.
Köylerinden, evlerinden, bağlarından bahçelerinden, işlerinden güçlerinden uzaklaştırılan çoğunluğu Kıbrıslı Türk hatırı sayılır nüfus.
Kıbrıs Cumhuriyeti Kamu kuruluşlarından, gerek para militarist Rum tehditleri ile uzaklaştırılan, gerekse de adadaki Türkler üzerine mutlak egemenliği hatta silah ve adale gücüyle uygulamaya çalışan Türk Yönetiminin izin vermeyişinden uzaklaşan, uzaklaştırılan Kıbrıs Türkleri ve giderek Rumlarının tam monopolüne geçen Kıbrıs Cumhuriyeti.
KIBRIS TÜRKÜNÜN HAKLI DAVASI
Evet, o dönem Kıbrıs Türkünün Haklı Davası yine de zikrediliyordu.
Kıbrıslı Türkler, Rum ve Yunan silahlı birliklerine karşı şehirlerin ceplerinde, köylerde kendilerini korumaya çalışırken diğer taraftan da giderek artarak askerleşen bir kendi yönetimleri ile de başlarını derde sokmama gayretleri arasında hem Kıbrıs Cumhuriyetinden hem her tür demokrasiden uzak kaldılar.
1974 deki, 15 Temmuz Rum-Yunan ortaklı Kıbrıs Cumhurbaşkanına yapılan askeri darbe ve devamındaki 20 Temmuz Türkiye askeri müdahalesi Kıbrıs’ta, her şeyi sıfırladı, değiştirdi ve daha da karmaşık duruma soktu.
O güne kadar mağdur olan Kıbrıs Türkü, artık Kıbrıs Rumlarının geride bırakmak zorunda kaldığı adanın % 40 lık coğrafyasını ve % 70 lik ekonomisini adadaki Türk Silahlı Kuvvetleri ile birlikte, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri ve Kurumları ile birlikte, diledikleri şekilde, istedikleri kurallara göre sahiplenme ve hükmetme erkini kullanmaya başladılar.
Ve her şeyin boyu boyutu, şekli şemalı değişti.
KİM MAĞDUR, KİM MAZLUM
Kim mağdur, kim mazlum, kim agresör kim mağdur arap saçına döndü.
1974 ten beri tüm görüşmelerin çıkmaza girmesi belli ki bu boyutlarda, Türkler, Rumlar, Türkiye, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer Dünya Sistemleri arasındaki uçurum kavramlardır.
HADE CRANS MONTANA,
Hade Crans Montana, Hade, ya bu işi bitir ya da nasıl biteceğinin ilk defa doğru haritasını çiz!