Önceki gün karşılaştığım bir polis memuru bana sabit radar cezam olduğunu kaç gündür beni aradıklarını falan söyledi.
Niye arıyorsunuz ki dedim.
Bir telefon etseydiniz.
Avuç içi kadar memleket.
Üstelik teknoloji imkanları sınırsız.
Duyandan da zannedecek Sibirya’daydım.
Neyse ki 2011 yılında vuku bulmuş bir sabit radar yakalaması.
Hoş bu radarların ne kadar güvenilir olduğu da tartışılır.
Ya da buradan çıkan sonuçların nasıl değerlendirildiği.
Velhasıl radar ihlali mahkemeye gitmiş, mahkeme de 200 TL para cezası ödememi emretmiş.
Peki, ne yapacağız dedim.
Polis memuru arkadaş bu parayı sizden derhal tahsil etmemiz gerekir dedi.
İyi o zaman dedim yarın sabah geçer öderim.
Baktım polis memurunun yüzü değişti.
Bugün alma şansımız yok mu dedi.
Dedim şu an yok ama akşam üzeri olur.
Neyse akşam üzeri Mağusa Polis Müdürlüğüne gittim ve tutanak karşılığı 200 TL’lık sabit radar cezamı ödedim.
Hem de çatır çatır.
Radar yakalamış, polis savcılığa götürmüş, savcılık mahkemenin huzuruna çıkarmış ve çat 200 TL ceza alnıma yapıştırılmış.
Ödedim tabi.
Fakat öderken de düşündüm.
Bu ülkede sabit radar cezası silinebiliyormuş.
Üstelik polis müdürlerinin talimatıyla yapılabiliyormuş bu.
Bunu emsallerle gördük geçirdik.
Başbakan Hüseyin Özgürgün Dışişleri Bakanı iken sabit radar cezalarını sildirmişti mesela.
Hem de halkın gözünün içine baka baka.
Bu konuda o dönemin ilgili polis müdürünün bilgisi ve talimatı doğrultusunda.
Zaten bunları hepimiz biliyoruz.
Günlerce yazıldı çizildi.
Yani bilmeyen öğrenmeyen yok.
Şimdi merak ettiğim şu.
Benim veyahut bir başka yurttaşın, sabit radar cezalarına yasalara göre işlem başlatan polis, bunları savcılığın önüne koyarken, ilgili savcılık bu mevzuda işlem başlatıp bunu mahkemenin huzuruna götürürken, ilgili yargıç yine yasalar gereği üzerine düşeni yapıp ceza keserken acaba hiç düşünüyorlar mıdır? Akıllarına geliyor mudur?
Şu hani bu ülkede bir Bakan, hoş şimdi Başbakan, bir polis müdürünün yardımıyla sabit radar cezalarını sildirdi diye.
Ne yalan söyleyeyim ben her sabit radar cezası ödediğimde hep bunu düşünüyorum.
Ve hep aynı şeyleri aklımdan geçiriyorum.
Bu ülkede yasalar karşısında vatandaşlar olarak eşit olmadığımızı bir kez daha yaşayarak anlıyorum.
Devlet bana bunu hissettiriyor zaten.
Günlük yaşantılarımızda bunu tecrübe ediyoruz, bir vesileyle.
Yasalar sıradan insanlar için uyulması gereken kurallardır bu ülkede.
Aksini iddia edenler varsa buyursun tartışalım.
Somut örnekler vermeye de hazırım.
Dolayısıyla bizler bu ülkede yaşayan binlerce sıradan yurttaşlar olarak yasaları başımızın tacı yaparken, boynumuz bu yasalar karşısında kıldan ince dururken, birileri de bu yasaları çiğneyerek kamu vicdanını ayaklar altına almaya ve ense yapmaya devam ediyor.
Peki, bu çifte standart neden biliyor musunuz?
Çünkü bu yasalar sıradan insanlar olarak bizler için yazılmış çizilmiştir.
Hepimiz için diyemiyorum zira.
Çünkü yasaların işletildiği insanlar belli.
İşte tam da bunun içindir ki, sabit radar cezalarımızı Bakan ricasıyla polis müdürleri talimatı ile birilerine sildiremiyoruz.
Ve çatır çatır ödüyoruz.
Hoş sıkarsa ödemeyelim bakalım neler oluyor?