Ev temizliği

Cenevre’nin Crans Montana Kasabasında yapılan ve çökme sonucunu doğuran, ister müzakere deyin , isterse konferans deyin .

Cenevre’nin Crans Montana Kasabasında yapılan ve çökme sonucunu doğuran, ister müzakere deyin , isterse konferans deyin .
Ne derseniz deyin .
En yetkili ağızdan, sürecin sona erdiği açıklaması yapılmıştı .
O yetkili kişi ise, BMGS Sn . Guterres’ti .
Sn. Cumhurbaşkanımız da , bu işi, yeni kuşaklara havale ederek, sürecin hitam bulduğunu, açıklamıştı .
TC Dışişleri Bakanı Sn. Çavuşoğlu ise “ yeni süreçlerden” bahsetmişti.
Güneyden gelen sinyaller ise, Sürecin sona ermediği , ara verildiği
yönünde olmuştu .
Cenevre’nin hemen ardından, Sn. Çavuşoğlu, apar topar, Adaya gelerek . Sarayda, ilk önce Sn. Akıncı, daha sonra da, Mecliste temsil edilen, bir eksik, tüm siyasal partilerle, ortak bir görüşme yapmış . Yeni yol haritalarının, belirleneceği yollu açıklamalara rağmen. O toplantıda, Saraydan “ ev temizliği “ kararı çıkmıştı .
Yani, Sarayda yapılan ve sonucu “ ev temizliğine “dönüşen karar.
Nasrettin Hocanın “ ipe un sermesi “ hikayesini çağrıştırdı .
Adamlar üstümüze , tüm siyasal partilerin , kilisenin , sivil toplum örgütlerinin vardıkları, ortak kararlarla çıkıyor .
Biz ise “ ipe un sermekle “ meşgul .
“Ev temizliği “ için , Sarayda, karar alınması mı gerekli .
Bu, Devletin Asli unsurlarından biri değil mi ?
Bunu, gerçekleştirecek olan da, Devleti yönetenler, değil mi ?
Adamlar, masaya oturmak için, kabul edilmeyecek, yeni yeni şartları, Kamu oyuna duyururken . İlkelerinden, zerre kadar dönüş yapmazken. Bunlara karşılık aldığımız karar “ ev temizliği .”
Anastasiadis.
Türkiye’nin ve KKTC tarafının tezleri ve fikirleri değişmeden, bunun için de, bir ön hazırlık yapılmadan, masaya oturmayacağı açıklaması yaparken . Bizim alternatifimiz , Sarayda alınan “ ev temizliği “ kararı .
Bu gün , Edie, yeniden, liderlerle ayrı ayrı görüşecek .
Hani, görüşmeler kopmuştu ?
Biz, bu görüşü sürdüreceksek, bu günkü görüşmede , Eide’ye bunu, açıkça söylememiz, gerekmez mi ?
Rum tarafının açıklamalarına karşın, bizim taraf sus pus .
Belki, yetkililer, konuşmayı açıklamalarını, bu güne bıraktı . Kim bilir?
Kıbrıs’ın karasularını, yabancı şirketlerin sondaj aletleri ile, kalbura dönüştürdüler .
Biz ise, sessiz sedasız, kalburlaştırılmaya , seyirci olarak tribünlerden bakıyoruz .
Uluslararası Hukuk , Kıbrıslı Türklere de, buralardan pay tanıyor .
Yani, değişik bir cümle ile, hak veriyor .
Fakat bu hak, karşı tarafça verilmemekte . Güney yönetiminin keyfiliği sürmektedir .
Hakkımız ise ve de verilmiyorsa , bu hak nasıl alınacak ?
Yoksa , Güneyin insafına ve insiyatifine mi bırakıldı ?
Gelelim yeniden “ev temizliğine !“
Buradan kasıt , Devletin, düzgün bir şekilde çalıştırılması .
Vatandaşların, Devletten beklentilerinin, Devleti yönetenler tarafından, rahatlıkla karşılanması .
Vatandaşların refahının , gönencinin, olması gereken noktaya taşınması için, gerekli hamlelerin yapılması .
Öncelikle , kanun hakimiyeti olan, Hukuk Devleti ilkelerinin, sağlanması .
Adaletin, yansız olarak uygulanması .
Merkezi idare ile, yerel idarelerin hizmetlerini, en ücra köşelere kadar, vatandaşın ayağına, tarafsız götürmeleri .
Kısacası , öyle bir düzen getirilmeli ki , bir Kıbrıslı Türk bile, müzakerelerin ne olacağı konusunda, düşünmesin, soru bile sormasın.
Öyle bir “ev temizliği “ ki, vatandaşların, idareye karşı olan güveni
sonsuzlaşsın.
Beyler.
Öyle bir “ ev temizliğine “ var mısınız ?
Var iseniz.
Hodri meydan…

Bu haber 3878 defa okunmuştur

:

:

:

: