Arz talep dengesizliği mi var?

İnşaat Taşeronları Birliği Başkanlığına yeniden seçilen Osman Amca çok ilginç bir iddiada bulundu.

İnşaat Taşeronları Birliği Başkanlığına yeniden seçilen Osman Amca çok ilginç bir iddiada bulundu.
Osman Amca, Son 3 yılda 6328 inşaat yapıldığını ,oysa ihtiyacın 800 olduğunu söyledi.
Tabi burada “inşaat” tanımlaması yapılırken bu inşaatların nitelik ve hangi maksatlar için yapıldığı da önemli.
Ve/fakat öyle anlaşılıyor ki çoğunluk olarak burada inşaat tanımlaması yapılan yeni konutlardır.
O zaman da ortaya şöyle bir şey çıkıyor.
Son 3 yılda 6328 inşaatın yapılması bir arzdan mı kaynaklanıyor?
Öyle ya bu üretim olarak ortaya çıkıyor.
Dolayısıyla inşaat sektöründeki bu büyüme ekonomi üzerinde etkili oluyor.
Nitekim bu ekonominin büyümesi anlamına geliyor.
Gerçekten öyle mi?
Açıkçası değil gibi duruyor.
Zira ihtiyaç 800’dü diyor Taşeronlar Birliği Başkanı Osman Amca.
Yani bu ne demek?
Talep bu kadar demek.
Dolayısıyla bu da tüketime giriyor..
Peki talep edilen 800 inşaat ise, arz neden 6328 inşaat olarak karşımıza çıkıyor?
Arada kalan inşaatlara ne oluyor?
Bu durumun konut fiyatlarına yansımadığı da ortada.
Yani bu arz ve talep dengesizliği sonucu konut fazlalığı ( inşaat fazlalığı) ortaya çıkıyor.
Lakin buna rağmen konutlarda fiyat indirimine gidilmiyor.
Bu hesaba göre yüzlerce, hatta binlerce konut boş durumda kalıyor.
Belki atıl durumda değer kaybediyor.
Bu da milli bir servetin yok olup gitmesi anlamına geliyor ki böyle bir durumda ekonominin büyümesi mümkün değildir.
Bu dengesizlik kağıt üzerinde ekonomi özeline artı bir büyüme olarak yansıtılsa da aslında ortaya çıkanın bu olmadığını anlıyoruz İnşaat Taşeronları Birliği Başkanı Osman Amca’nın anlattıklarından.
Nitekim bugün adanın bir çok bölgesinde kiralık, satılık veyahut doğrudan atıl halde inşaatlar görmek mümkündür.
Belli ki hiç bir alanda olmadığı gibi inşaat sektöründe de bir planlama yok.
Devletin izlediği bir politika da yok.
Örneğin bugün Mağusa’yı ele alalım.
DAÜ gibi büyük bir üniversite var burada.
25 bin öğrenciye hizmet veriyor.
Mağusa’lı yatırımcılar bu anlamda yurt ve benzeri apartman inşaatlarına ağırlık verdiler.
İlk anda her şey yolunda da gidiyordu.
Lakin plansız büyümenin yanı sıra fahiş fiyatlar üzerinden kar oranlarını yüksek tuttular.
Boş kalan konutlarda dahi fiyatları makul seviyelere çekmediler.
Öğrencilerden gelen tepkiler üzerine DAÜ harekete geçti.
Şimdi kampüsün içinde binlerce nüfusa hitap eden yurtlar yapıldı ve halen yapılmakta.
10 yıl öncesine kadar kampüs içerisinde toplam 4 bin yatak kapasiteli yurtlar potansiyeli varken, şimdi bu rakam 10-15 bine ulaştı.
Belki de daha fazla.
Buna paralel hizmet sektörünün diğer ayakları da kampüs içerisinde yoğunlaştı.
Sosyal aktivitelerin her türlüsü mevcut.
Kısacası bir insanın ihtiyaç duyabileceği her şey mevcut şimdi DAÜ kampüsü içerisinde.
Peki kaybeden kim oldu?
Tabi ki Mağusa..
Şimdi Mağusa’da bir çok konut boş..
Esnaf dertli.
Plansızlık ve programsızlık nedeniyle ortaya çıkan sonuç bu.
Tabi aç gözlülük de cabası..
Bu haber 395 defa okunmuştur

:

:

:

: