Girne’de 15 yaşındaki küçücük bir kızın yaşadığı dram, dün hepimizin yüzünü kızarttı.
Ajanstan geçen cümleler aynen şöyleydi: “Girne’de çocuk denecek yaşta, 15 yaşındaki genç kız, 2 yaşındaki çocuğuyla pislik içindeki evde yaşarken bulundu. Üstelik 5 aylık da hamile…”
Olay, “Çöp ev temizlendi” başlıklı açıklamayla Girne Belediyesi tarafından duyurulmuştu.
Ev fiziki olarak temizlenmişti temizlenmesine ama biz fena halde kirlenmiştik.
Öyle ya, her gün önünden geçtiğiniz, gözümüzün önünde yaşayan bu genç kızı görmedik, bilmedik, duymadık diye geçiştirebilir misiniz?
Kendinizi böyle kandırarak vicdanınızı hafifletebilir misiniz?
15 yaşındaki bu ‘çocuk anne’nin iki yaşında çocuğu varsa 13’ünde doğum yapmış demektir. Demek ki 12’sinde bir çocuğa bunu yapabilecek, insanlıktan nasibini almamış kişiler yaşıyor etrafımızda.
Utandık.
Önce bu gerçeğin bu toplumda yaşanması nedeniyle utandık.
Sonra bu çocuğa sahip çıkmayarak pislik içinde 15’inde bu bataklığın içine terk ettiğimiz için bir kez daha utandık.
Belki çok çığlık attı kim bilir?
Ama o sessiz çığlıklar ne yazık ki ne bizim yüreğimize ulaştı, ne de görmeyen gözlerimize…
Biz derken basını kastediyorum. Saygıdeğer devlet büyüklerimizin o sessiz çığlığı duyacak kadar zaten zamanları yoktur eminim…
Öyle ya, mühim devlet meseleleri var. İşe yerleştirilecek eş, dost var. Seçim var, oy hesabı var…
15 yaşındaki küçük Bulgaristan göçmeni kıza varıncaya kadar daha çok mesele var.
Girne Belediye Başkanı Nidai Güngördü, “Çocuk denilen yaşta hamile genç bir kız ve bebeğinin böylesi insanlık dışı ve sağlıksız koşullarda yaşaması hepimizin ayıbıdır” diyerek ellerinden geleni yaptıklarını söylüyordu haber bülteninde…
Başkan, ‘çocuk anne’ ve bebeğine gerekli yaşam koşulları için devletin de harekete geçmesi gerektiğini belirtiyor, çağrıda bulunuyordu.
Peki Lefkoşa harekete geçti mi?
Bu yazıyı yazdığım sıralarda Lefkoşa’nın 15 yaşındaki bir kız çocuğunun yıkılan hayatını dert edinen bir açıklama görmedim.
Evcilik oynayacak yaşta tecavüze uğrayan (tecavüz diyorum çünkü 12 yaşındaki bir çocuğun kararı olamaz) bu çocuğun faili kim diye sorarsınız ayrım yapmadan tüm Kuzey Kıbrıs diyorum.
Sorumluyuz.
Çünkü çevremizde yaşananlardan, duymadığınızdan, bilmediğinizden de sorumlusunuz.
Çünkü o küçük kız çocuğu bizim aramızda nefes alıp verdi. O evde yaşadı. Görmedik, bilmedik, duymadık diyemezsiniz…
Ben utandım.
Lefkoşa’nın beylerine soruyorum.
Ya siz…
Utandınız mı?
Sokaktaki vatandaşa, siz okura soruyorum…
Pardon, devlet mi dediniz…
Geçiniz…
Ondan ümidi keseli çok oldu…