Not düşelim geleceğe…

Şair, roman, tiyatro yazarı ama en önemlisi döneminin en azılı muhalif gazetecisi Namık Kemal’den bir asır sonra da bir şey değişti denemez aslında Kıbrıs’ta…

Şair, roman, tiyatro yazarı ama en önemlisi döneminin en azılı muhalif gazetecisi Namık Kemal’den bir asır sonra da bir şey değişti denemez aslında Kıbrıs’ta…
Koca Osmanlı’nın paşalarına bile meydan okuyup Kıbrıs’ın sivrisineği ve dedikodusu karşısında pes etmiş ünlü edebiyatçının Kıbrıs sürgünlüğü 1873 yılına denk gelir.
38 ay boyunca Mağusa zindanlarında mücadele veren ustayı bıktıran tek şeyin dedikodu ve sivrisinek olması ise Kıbrıs’ın en ironik gerçeği olarak duruyor günümüzde hala…
Başarıyı ve başarılı olanı çekememek ve onun üzerine dedikodular inşa etmek Kıbrıs’ın en önemli hastalığı, tedavi edilemedi yüz yıllarca…
Freud’dan sonra en tartışmalı psikiyatr olan Fransız Jacques Lacan ne güzel söylemiş, “En güzel intikam başarıdır, seni sevmeyen herkesi üzer” diye…
Öyle ya ununu eleyip eleğini asmış olmak da var, dünyaya olanca gücüyle yelken açmaya hazırlanan da var aramızda…
Elbette eleğini asmaya hazırlanan, dünyaya yelken açmaya hazırlananları kıskanır…
Çünkü yelkenleri dolduran tek rüzgar, bilgi ve birikimdir…
Bundan yoksun olanlar, bilgiye koşanları ancak aşağı çekmekle uğraşır…
Hayat uzun bir yürüyüştür. Bu yolda düştüğün zaman da olur, koştuğun zaman da…
O yürüyüşün başında “nasıl koşarım ben” diye endişelendiğimiz de olmuştur.
Ama şairlerin biricik ustasının dediği gibi, “Yolunda pusuya yattıklarını, arkandan çelme taktıklarını bilerek yürümek” gerekir çoğu zaman bu hayatta…
Neden mi bunu o yürüyüşün en başında öğrenmelisin?
Öğrenmelisin ki, düşeceksen yolun daha en başında düşesin. Ayağın, dizin, kolun kanamalı ki, o acıyı hiç unutmayasın.
Çünkü en başta öğrendiğin o acı, rehber olacaktır sana uzun hayat maratonunda…
Buna tecrübe diyor bilgeler… Parayla satın alınamıyor, yaşıyor ve öğreniyorsun…
O yürüyüşte o kadar heyecanlanırsın ki, dudakların titrer, hiç konuşamazsın bazen…
Yazmak gerekir o yüzden… Yazmak, not düşmek gerekir geleceğe…
Biz köşe yazarları şanslıyız, haftada bir gün de olsa not düşüyoruz şımarıkça kendi tarihimize…
Ama siz de yapabilirsiniz…
Bugün Pazar, haydi alın kalemi kağıdı elinize…
Ilık bir Haziran gecesi gibi not düşelim geleceğe…

Bu haber 332 defa okunmuştur

:

:

:

: