Yol geçen adası mıyız?

15 Temmuz gecesi Türkiye’de kurulu hükümeti devirmek için harekete geçen gözü dönmüş hain çeteye o gün bugündür aman verilmiyor.

15 Temmuz gecesi Türkiye’de kurulu hükümeti devirmek için harekete geçen gözü dönmüş hain çeteye o gün bugündür aman verilmiyor.
Tepeden tırnağa Türkiye’de bürokrasiden, askere, kamudan, eğitime her alan sızmış çete üyeleri, tek tek tespit ediliyor. Bir başkasının hakkını yiyerek geldikleri o görevler kendilerinden alınıyor.
KKTC’de de bir yılın ardından nihayet harekete geçildi. Polis Teşkilatı içerisinde yürütülen soruşturmada üçü üst düzey 53 polisin tespit edildiği öne sürülüyor.
Son birkaç gündür çeşitli basın yayın organlarında, KKTC Başsavcılığı’nın belirlenen polislerin görevden alınmasına yönelik görüş bildirdiği iddiası yer alıyordu ancak dün Başsavcılık, görüş bildirdiklerine dair haberlerin doğru olmadığını ifade etti. Polis Genel Müdürlüğü ise şimdilik haberleri sessizce izlemekle yetiniyor, açıklama yapmıyor.
FETÖ soruşturmasının sivile de sıçrayacağı, ismi belirlenen bazı iş adamları, akademisyenler olduğu aylardır konuşulan iddialar arasında. Hatta bununla ilgili Başbakan Özgürgün’ün önünde sayısı 500 kişiye kadar ulaşan bir liste de olduğu aylardır konuşuluyor.
Ancak bu konuda henüz bir adım atılmış değil. Elbet bu listenin doğru olup olmadığına ilişkin bir inceleme yapılacaktır. Kimsenin buna bir itirazı olamaz. Ama yanlış olan bu incelemenin bir yılı aşkın bir zaman zarfında hala yapılamamış olmasındadır.
İş artık öyle boyutlara vardı ki, “KKTC yol geçen adası mı” diye sormadan edemiyor insan.
Çünkü bugün Star Kıbrıs’ın manşetine de taşıdığımız Suna Erden’in haberine göre, Türkiye’de FETÖ bağlantılı olduğu tespit edilen ve oradaki bazı şirketlerde çalışan şahısların, KKTC’de çalıştığını beyan edip, Avrupa ülkelerine vize başvurusunda bulunduğu ve bu yolla kaçmayı planladığı bilgileri de ortaya çıktı.
Kısaca artık ortaya saçılan bilgiler, harekete geçmenin şart olduğunu ortaya koyuyor. Elbette bu hareket öncesinde haklarında iddialar bulunan kişiler hakkındaki kanıt ve belgelerin de ortaya konması şart.
Nitekim Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, dün Başbakanlığa gönderdiği yazıda devletin herhangi bir kurumunda görev yapan herkesin, görevinin gerektirdiği yasal ve ahlaki yükümlülüklere uygun hareket etmesinin şart olduğunu, buna aykırı durumlarda görevden alma yetkisine sahip makamların bilgiye ve belgeye dayalı olarak derhal gereğini yapması gerektiğini vurguladı.
Ancak bir uyarıyı da ihmal etmedi. Din İşleri Başkanı Atalay’ın görevden alınmasıyla ilgili önerinin bilgi ve belgelerle gerekçeli hale getirilmesini istedi.
Bu uyarıyı çok önemsiyorum. Çünkü Türkiye’de daha geçenlerde bu konuyla ilgili görev yapan komisyonun birçok insanı görevine iade ettiğine şahit olduk.
80 milyonluk Türkiye bu ayıklamayı güçlükle yaptı diye biz de aynı hataları yapmak zorunda değiliz. Akıncı’nın yaptığı uyarının da bu anlamda dikkatle izlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
KKTC FETÖ’cülerin kaçış köprüsü, yol geçen adası olamaz. Bu konuda devleti yönetenlere de çok iş düşüyor. Herkes bu tarihi dönemeçte üstüne düşen görevi yapmalı…
Bu haber 520 defa okunmuştur

:

:

:

: