Son 42 yılın istatistikleri konuşuyor diyor Turizm ve Çevre Bakanlığı Müsteşarı İsmet Esenyel.
Ve ekliyor, biz konuşmuyoruz iş yapıyoruz.
Ve bir gazete de çıkan turizm ile ilgili veriler yayınlıyor..
Ama durum gerçekten bu mu?
Yoksa yine siyasi bir lafazanlığa mı maruz kalıyoruz?
Zira bu memlekette aldığı sorumluluk gereği işini yapan insanların sırf bu yükümlülüğünü yerine getiriyor diye övgü beklemesi kadar absürt bir olay olamaz.
En iyisi ben düşüncelerimi yazayım takdir size kalsın.
Malum mevsim itibarıyla yaz sezonunu geçiriyoruz.
Mevsim turizm için en uygun mevsim, üstüne de Türkiye’de uzatılan bir kurban bayramı var, tam 10 gün.
Elbette bu Kuzey Kıbrıs turizmine olumlu yansıyacaktı ve yansıdı..
Fakat Sayın Müsteşar’ın bahsetmediği belki de farkında olmadığı sezona ait turizm anlamında olumlu yansıyan bir konu daha vardı.
Nedir bu konu?
Bireysel bir çabanın ürünü.
Sayın Hüseyin Oscar’ın ve çalışma arkadaşlarının gayretiyle ülkeye 50 bine yakın İsrail’li turist getirildi.
Peki nasıl?
Larnaka üzerinden..
Evet yanlış okumadınız Larnaka üzerinden.
Ama neden?
Çünkü İsrailli Turistler Türkiye’de yaşanan siyasi gelişmelerden ötürü Türkiye’ye gitmekten çekiniyor, ve Güney Kıbrıs da onlara pahalı geliyor, hal böyle olunca da tercihlerini Kuzey Kıbrıs’tan yana kullanıyorlar.
Peki sadece nedenler bunlar mı?
Elbette değil.
Kuzey Kıbrıs’ta İsrail’li iş insanlarının ciddi boyutlarda yatırımları vardır.
Özellikle emlak sektörü, yat limanı, eğlence sektörü vs..
Dolayısıyla bu tercihlerin yapılmasında muhakkak ki bu durumun da etkisi vardır.
Tabi ki Sayın Hüseyin Oscar ve ekibi bunu iyi değerlendirdi.
Peki neden Türkiye üzerinden Ercan’a inmiyor bu İsrail’li turistler?
Çünkü Kuzey Kıbrıs’ta uçak biletleri çok pahalı.
Bu konuda da hükümet anlaşılamayan bir nedenle hiç bir şey yapamıyor.
Sektör tekel idare ediliyor.
Tıpkı GSM operatörlerinde olduğu gibi.
Dolayısıyla Larnaka Hava Limanından gelmeyi tercih ediyor İsrailli turistler.
Bundan dolayı ülkenin ne kadar kayıbı olduğunu yazmama sanırım gerek yok.
Lakin bu konuda Müsteşar İsmet Esenyel, ülkeye hiç gelmeyecek turistlerin geldiğini bu nedenle de bunun bir kayıp olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi.
Olabilir..
Bu açıdan düşünüldüğünde tabi ki Müsteşar İsmet Esenyel’in haklılık payı var.
Hoş Turizm Bakanı ve Müsteşarının bu konuyla ilgili nasıl bir çalışma yürütüklerini bilmiyorum.
Lakin Müsteşar İsmet Esenyel’in anlattıklarına göre bu konuda bakanlığının da uğraşları olduğu yönünde.
Hoş Türkiye’yi kalabalık ekiplerle turizm tanıtıma fonundan korkunç paralar harcayıp il il dolaşan bakanlık, Londra’da 700 bin Sterling gibi oldukça astronomik bir harcama yaparak tanıtma faaliyetinde bulunanların İsrail’de nasıl bir tanıtım yaparak İsrail’li turistlerin adaya gelmesini sağladıklarını açıkçası çok merak ediyorum.
Umarım bunların cevabı da Sayın Müsteşar da vardır.
Elbette bugünkü koşullarda Larnaka üzerinden gelip Kuzey’e geçen turistlerin turizm girdileri açısından sürdürülebilir bir yanı yoktur.
Yarın bir gün Güney’deki otorite bir hamlede bunu da engelleyebilir.
Hoş Müsteşar Bey bu konuda Güney’deki otoritenin hiç bir yapamayacağı düşüncesinde.
Oysa zaman zaman da bunu görüyor yaşıyoruz.
Vize sorunu vs derken Güney’den Kuzey’e geçmek isteyen turist kafilelerine zorluklar çıkartabiliyorlar.
Malum her fırsatta teşvik sisteminden bahsedip duruluyor, şöyle iyi böyle mükemmel diye.
Madem teşvik sistemi bu kadar tatmin edici neden İsrailli turistler Kuzey’e Larnaka üzerinden geliyorlar?
Çünkü teşvik sistemi sıkıntılı.
Üstelik uçak biletlerinin neden bu kadar pahalı olduğu konusu da ciddi ciddi ele alınmalı..
Turizm Bakanlığının bu konularda bir çalışması yok anladığım kadarıyla.
Günü birlik gelişmelerle turizm kendi kendine yol alıyor gibi bir izlenim hakim bende.
Umarım yanılan ben olurum.
Velhasıl, Turizm bireysel çabalarla yürütülebilecek bir sektör değil, bunu bu sektörün içinde olan insanlarla oluşturulacak politikalarla sürdürülebilir kılınması artık şart olmuştur..