Malumunuz olduğu üzere Sayıştay Başkanı Osman Korahan’ın Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığında kızkardeşinin boşalttığı mevkiye karısının talip olması kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı.
Bu atamanın Sayıştay Başkanın yakın dostu olan Başbakan Hüseyin Özgürgün tarafından da desteklendiği biliniyordu.
Düşünün ki bağımsız işlev görmesi gereken bir makam olan Sayıştaylık gibi bir kurumun Başkanı, kendisine ve ailesine mevcut iktidar tarafından geçilen kıyaklar karşısında Devletin denetleme mekanizması olan böylesi bir kurumu tarafsız yönetebilir mi?
Elbette hayır.
Bu mümkün değil.
Nitekim bugün yaşanan bir çok hadisede Sayıştay Makamının aldığı tavırdan da bunu görmek mümkündür.
Dolayısıyla kamuoyu bu atamadan çok büyük bir rahatsızlık duydu.
Çünkü liyakata dayalı bir atama olmayacaktı bu.
Birilerine ki bu birileri de Sayıştay Başkanı Osman Korahan’ın ta kendisiydi eşini bu makama atayarak kıyak geçilecekti.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da kamu vicdanına kulak verdi ve bu durumdan rahatsız oldu, söz konusu atamanın niteliğini hukukçularına inceletti ve bunun doğru bir atama olmadığına kanaat getirerek bu atamayı onaylamadı.
Ve böyle bir atamanın Sayıştaylık kurumunun bağımsız denetleme yetisini ortadan kaldırabileceğine dikkat çekti.
Sen misin bu 3’lü kararname atamasını onaylamayan!!
Hükümet çevreleri ve konuya taraf olan kesimler kalktı oturdu.
Bakan Dürüst, bunun bir Devlet geleneği olduğunu ve kendi kararına Cumhurbaşkanlığı Makamının saygı göstermesi gerektiğini söyledi.
3’lü kararnamenin Cumhurbaşkanı tarafından bir kez daha gözden geçirilmesini de istedi Bakan Dürüst.
Akabinde de Sayıştay Başkanı konuştu.
Sayıştay Başkanı Osman Korahan, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın söz konusu üçlü atama kararnamesini imzalamama gerekçelerini eleştirdi.Korahan,Akıncı’nın kendi müzakerecisinin eşini Başbakanlık Denetleme Kurulu’na atarken denetim fonksiyonun zafiyete düşeceğini öngörmemiş olması şu anda yapılan açıklamaları ile çelişki göstermektedir iddiasında da bulundu. Korahan, bazı kesimlerin kendisini ve Sayıştay’ı yıpratacak açıklamalar yaptığını da ileri sürdü.
Yani anlayacağınız liyakata dayalı olmayan bu atama Devletin tepesini karıştırdı.
Buna taraf olmaması gereken Sayıştay Başkanlığı makamı da taraf oldu.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı önceden yapılan bir atama için eleştirdi.ğ
Kısacası bak sende böyle bir atama yaptın, Müzakereci Özdil Nami’nin eşini Başbakanlık Denetleme Kuruluna atadın, şimdi buna neden karşı çıkıyorsun gibi bir serzenişte bulundu.
Şimdi ne yazsam, ne söylesem bilemedim..
Şu çok açık ki tuzun koktuğu sistemsizliğin her türlü haksızlığı beraberinde getirdiği memlekette belli bir kesime imtiyazlar tanınıyor.
Torpili hukuka uyarlayıp devlet geleneği yaratılıyor.
Bir mutluluk zinciri oluşturmuşlar aralarında, kamu kaynaklarını kişisel ikballeri için tereddütsüz kullanıyorlar, hem de halkı hiçe sayarak.
Gözlerini hırs bürümüş.
Her adımda bir menfaat beklentisi devletin temel ilkesi olmuş.
Yapılan bir icranın haksız ve yanlış olduğuna bakmadan, e ama zamanında sen de yaptıydın, şimdi benim yapmama neden karşı çıkıyorsun gibi son derece ahlak dışı bir de savunma geliştirmişler, bunu şimdi bir birlerine koz olarak kullanıyorlar..