12 bin kalaşnikof tüfek…
6 bin makineli tüfek…
3 bin 500 ağır makineli tüfek…
400 metreden bir tankı yok edebilen 3 bin Amerikan yapımı RPG-7...
1000 Amerikan yapımı AT-4 tanksavar füzesi…
235 havan topu…
100 keskin nişancı tüfeği…
450 PV-7 tipi gece görüş dürbünü…
150 kızılötesi lazer aydınlatıcı dürbün…
Bunlar Pentagon’un resmi olarak PKK’nın Suriye kolu PYD’ye gönderdiğini ilan ettiği silahlar… Peki ya gayrı resmi kanallardan gidenler…
Siz bunun en az 10 mislinin de gayrı resmi olarak gönderildiğini düşünün…
Ne yapar kısaca toplayalım: 120 bin kalaşnikof tüfek, 60 bin makinalı tüfek, 35 bin ağır makineli tüfek, 30 bin tansksavar, 2 bin 500 havan topu…
Gayrı resmi liste uzayıp gidiyor. Kısaca ABD eliyle anavatanın yanı başında DEAŞ’la mücadele maskesi altında terör örgütüne bir ordu kuruluyor.
Bu ordunun sadece DEAŞ’la mücadele etmek için kurulduğuna kimse bizi inandıramaz. Bu, ABD’nin Ortadoğu’da planladığı Kürt devletinin ordusudur.
ABD önceki gün de 70 TIR dolusu askeri malzemeyi Rakka'nın kuzeyindeki terör örgütünün unsurlarına gönderdi. Brandalarla örtülmüş TIR’ların kenarları ve arkalarından askeri araçlar kısmen görülüyordu.
Başını kuma gömülmüş devekuşu gibi gözümüzün önünde geçirildi.
Nerede nasıl ortaya çıktığı anlaşılamayan, bir anda büyüyüp serpilen DEAŞ’a karşı mücadele kisvesi altında Ortadoğu yeniden şekillendiriliyor.
Bu hamlelerin farkında olan Ankara’ya ve onun Cumhurbaşkanı Erdoğan önderliğindeki milli yönetimine karşı ise Zarrab dosyasıyla aba altından sopa gösterilmeye çalışılıyor.
FETÖ elebaşı Gülen’i iade etmeyerek rengini belli eden ABD derin devleti, Trump’ı da elinde oyuncak etmeyi başardı.
Washington merkezli kirli bir oyun oynanıyor Ortadoğu’da. Haritalar yeniden çizilmek isteniyor. Yeni haritaya karşı çıkan tek güç ise Erdoğan önderliğindeki Türkiye.
O yüzden 17 Aralık’ta ortaya atılan yalanların bir kısmı yeniden ısıtılıp vitrine çıkarılıyor. Amaç Türkiye’yi uluslararası kamuoyunda itibarsızlaştırmak, yalnızlaştırmak.
Yeni harita çizilirken Türkiye’yi kendi iç tartışmalarıyla etkisizleştirmek istiyorlar. O yüzden hepimiz kendimize, başlıkta sorduğum soruyu yeniden soralım.
Türkiye’nin Suriye sınırında kurulan PYD ordusu, kime karşı kuruluyor?
DEAŞ’la mücadele için mi kuruluyor dediniz? Geçiniz…
Yıllardır Türkiye’nin Güneydoğu’sunu da içine alan Washington merkezli Kürt devleti haritalarını hatırlarsak, bu ordunun kime karşı kurulduğunun cevabını da pekala bulabiliriz..