Star Kıbrıs iki gün üst üste fevkalade önemli bir konuyu manşetten okuyucularına duyurdu. Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ndeki tıbbi atık bertaraf sisteminin yedi aydır çalışmadığı haberini “Skandal” manşetiyle kamuoyunun gündemine getirdik.
Sonrasında Başhekim Bülent Dizdarlı ile konuşan muhabir arkadaşımız Suna Erden, skandalın boyutlarının daha da büyük olduğunu ortaya çıkardı.
Meğer bizim “yedi aydır bozuk” dediğimiz tıbbi atık bertaraf sistemi, yedi ay değil, dört yıldır bozukmuş. Onlarca hastane, klinikten toplanarak Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’ne getirilen tıbbı atıklar buradan biriktirilip Güngör’deki çöplükte gömülüyormuş.
Tıbbı atıklar etkisiz hale getirilemediği için yeraltı sularına karışarak, hepatitten brusellaya onlarca hastalığa davetiye çıkardığını söylememize de gerek yok herhalde.
Dün yıllardır onarılamayan tıbbi atık bertaraf sistemiyle ilgili Sağlık Bakanı Faiz Sucuoğlu’nu aradık. Yan sütunda geniş açıklamalarını okuyacağınız Sağlık Bakanı, sorunun AB’den kaynaklandığını söylüyordu. Çünkü tesis AB projesiydi ve dört yılda değişen üç sağlık bakanına da AB, sorunu çözeceğini söyleyerek oyalamıştı.
Peki biz “AB adım atmıyor” diye ne yapacağız, toplu salgın hastalığa yakalanana kadar elimiz kolumuz bağlı mı oturacağız.
Buna da cevap veren Sucuoğlu, “Önümüzdeki günlerde son bir kez AB ile görüşeceğiz eğer çözmeyeceklerse başımızın çaresine bakacağız” dedi.
Yıllardır bu kadar hayati bir konuda nasıl olur da AB’nin keyfini beklediğimizi anlamakta gerçekten zorlanıyorum. AB, süreci uzatıyorsa ve biz de devlet isek, neden inisiyatif alıp bu tesisi bir an önce onarmadık.
Sayın Bakan bu yöndeki eleştirilere de “Eğer yapmayacaklarsa Bakanlık olarak tesisin onarımı için 2018 yılı bütçesinde pay ayıracağız yahut Türkiye ile istişare ederek bir çözüm üreteceğiz” yanıtını verdi.
Doğru ama geç alınmış bir karardı.
Biliyorum “Burası Kıbrıs, her şey yavaş işler” diyeceksiniz ama artık yeter. Artık bir şeylerin değişmesi lazım. Sabır taşı çatladı. Katlanacak gücümüz kalmadı. Yeri geldiğinde “biz devletiz, ayakta kalmasını biliriz” diyeceğiz. Ama bu kadar hayati bir konuda AB işi yokuşa sürdü diye, yıllar boyu hareketsiz bekleyeceğiz.
Kimse bana maliyetlerden, bütçe sıkıntısından söz etmesin. Bu kaynak anavatandan pekala elde edilebilirdi. Mesele öncelik meselesidir.
Ne yazık ki, toplum sağlığını ilgilendiren bu kadar hayati bir mesele siyasetin öncelikleri arasına giremedi.
Şimdi nisan gibi malum yine önümüzde seçim var. Umarım siyasetin önceliği oy hesapları değil, trajikomik bir şekilde toprağa gömüp kurtulduğumuzu sandığımız bu zehirli atıklar olur.
Bir an önce onarın şu tıbbi atık tesisini. Beklediğiniz her gün, toplum sağlığı için büyük tehlike. Allah korusun olası bir salgında kimse, “Biz söyledik, AB yapmadı” falan diye geçiştiremez. Bunun hesabını veremezsiniz…