Çaresizlikte volta

Çaresizlik kişinin kendisine uyguladığı en ağır cezadır...

Çaresizlik kişinin kendisine uyguladığı en ağır cezadır... Kişi kendisine bu cezayı verdiği zaman çaresizliğine çare arayan bir suçlu gibi düşüncelerinin içerisinde volta atmaya başlar. Birçok insan hiç yoktan kendisine uyguladığı ve ne yapayım ben bu işi başaramıyorum cümlesine kendini hapseden olur... Bütün bu isteksizlik belkide üzerinizde çevrenizden size ulaşan negatif enerjinin potansiyel etkisidir... Çaresizlik içerisinde kıvranan bir çok insanın problemlerini dinlediğiniz zaman hissettiğiniz tek şey bunalmış olmanın dışında kendinizi bir bunalım içerisinde görmektir... Hiç bir problem çözülemez diye bir şey yoktur...Yeter ki çaba sarfetmek konusunda kişide istek olsun... Çoğu çaresizlik kişinin kendini geliştirmesinden mani kılar. Bu korku verecek bir saplantı olur... Öncelikle her olaya bakış yönünüzü değiştirmek ve kendinizle barışmanız gereken tam da bu andır...Eğer güçlü bir arzunuz varsa bu arzu hedefe mutlaka gidecek olmanızı sağlar... Burda hedefinizin zihninizde oluşan haritasına,etap etap uymanız gerekecektir... Amacınız önemlidir... Amacınız doğrultusunda net tavırlarınız daha da önemlidir...Geçen gün bir arkadaşımın sorduğum Lefkoşa- Mağusa uzun bir yol,gidiş geliş sizi yormuyorumu soruma verdiği cevap,' hayır yormuyor araba kullanırken müzik dinliyorum ayrıca bu sürede kendimle hesaplaşıyorum' deyişinin ne kadar pozitif bir düşünce tarzı olduğunu ve o kişinin işine olumlu yansımalarının mutlaka var olacağını ve çevresine fayda olarak su gibi akacağını düşününüz... Kendi vicdanınızla yapacağınız her hesaplaşma vıvdanınızın gelir gider tablonuzda bir çaresizliğin de çözümü olur... Bir konu sonlanmadan sarfedeceğiniz her olumsuz sözün zararını çekmek de bazen müstahakınız olmaktadır...Çoğu kez düşünmeden konuşmanın bazen size çaresizlik olarak geri döneceğini bilmelisin...Fikir üretkenliğinizin olması gerekir ki diğer çaresiz durumlara da yol gösterici olmanızı sağlasın... Proplemlerinize yerden değil yukarıdan bakmamakta ayrı bir çözüm halidir... Fırsatları değerlendirmek de öyle... Proplemleri çözerken duygusal davranmanız işinize sadece engel olur... Hayatınız içerisineki oyunun adı ise soru cevap olsun...Soruya cevap düşünceden geçtiğine göre bu yöntem kullanılmalıdır... Bilmeliyiz ki yaşadığımız süreçte attığımız her adımda, düz yol hiç bir zaman olmayacaktır. Engelleri aşmanın ipleri, sağlıklı bir birey iseniz elinizde olandır. İpi ne tarafa,çekerseniz gideceğiniz yöndeki karar sizin olur. Ve siz hiç bir zaman çevrenizde dolaşan sadece sayısı 2-3 kişiyi geçmeyen ve moralinizi bozmaya çalışan magandalara pabuç bırakacak kadar güçsüz değilsiniz aynen Ahmet Hamdi Tanpınar'ın yazdıklarında olabildiğince var olduğunuzu düşünmeniz kaydı ile 'Kaybettiğim şey benim için o kadar büyüktü ki ilk önceleri bunu bir türlü anlayamadım. Ne de hayatımdaki neticesini ölçebildim. Sade içimde simsiyah çok ağır bir şeyle dolaştım durdum. Sonra bu haraplığa daha başka bir duygu, bir çeşit kurtuluş duygusu karıştı. Bir baskıdan kurtulmuştum. Emine bir daha ölemezdi. Hatta hastalanamazdı da. Orada zihnimin bir köşesinde olduğu gibi kalacaktı. Hayatımda birçok şeyler daha beni korkutabilir, başıma türlü felaket gelebilirdi. Fakat en müthişi, onu kaybetmek ihtimali ve bunun korkusu artık yoktu. Her an onun hastalığının arasından etrafa bakmayacak, o azapla yaşamayacaktım.Olabilecek şeylerin en kötüsü olmuştu artık hürdüm.' İnsanın kendi kendisine verdiği cevap ve yöntem bu olsa gerek. Sabrın adı gibi...
Bu haber 2095 defa okunmuştur

:

:

:

: