Eleştiriyi ağlatmayın

İncelemek sonra konuşmak ve yazmak…

İncelemek sonra konuşmak ve yazmak… Nihayetinde doğru yolu gösterebilmek... İşte bunu yapabilmek için donanımlı olmak şart.
Bir insanı, bir konuyu bir eseri, bu kitap olabilir, tablo olabilir, film olabilir ve nihayetinde bir siyasetçi olabilir... Görsel olarak görüp, kendinize göre yanlış bulduğunuz ama bir başkasına göre doğru olan hakkında konuşabilmek yazabilmek hakikaten kulaktan dolma haberler ile olmaz... Devamlı kusur bulmak için çalışan, bir cümleden cımbız ile kelime çıkararak günlerce bunu telaffuz etmekle kişiler acaba ne elde edecekler diye düşünmeden edemiyor insan...
Eleştirinin amacı bir konuda doğruyu göstermek ise neden bu yapılmadan kişilerin fiziksel özelliklerinden başlayarak beyin gücüne girmeye çalışanların hakikaten ruhi bunalımlarındaki nedenlerin incelenmesi gereği vardır. Sağlıklı iletişimde dürüstlüğün ele alınması gerekirken iletişimin sürekliliğine ket vurmanın nedeni nedir? Bunu hiç kendinize sordunuz mu? Yok... Bazen ısmarlama yazılarda ısmarlama detaylar ile öne çıkabilmenin arayışında olanların öncelikle ben kimim diyerek olaya kendileri ile başlamak en doğusudur kanaatim değişmez olandır... Güven olmayan yerde sadakat, sadakat olmayan yerde ise inanç olmaz. Gerçekleri görmeden, ulu orta saldırı 'eleştiri kelimesinin' dahi gücüne gider “ben bu kadar mı sözlük anlamımdan uzakmışım” diye kaygılanmasına sebep olur... Etki ve tepkinin her halükarda tarz ve türü ayar meselesidir... Kişilik özellikleri ile eleştiri yapmak belki de o kişinin kendi düştüğü çukurdaki çırpınışlarıdır. Art niyetinin su yüzüne çıkışıdır. Saldırganlık saldırıyı yapan kişinin düşünce yapısındaki kirliliktir... Eleştiri veya diğer anlamı ile tenkit yapıcı olmalı, yön veren olmalı, gerçek fayda sağlamak isteyenlerin dozu bu ayarda olmalı ve yıkıcı olmamalıdır... Böyle eleştiriye maruz kalanlar sadece o zaman doğruda yol alır. Gerçek eleştiri, yol gösteren, destek sağlayan, moral ve ilham veren, yapıcı ve olumlu ifadeler içeren ve gerçek dostlar arasında olması gereken bir iletişim biçimidir. Böyle bir iletişim tarzına ortam oluşturan ilişki anlayışı, sağlıklı bir eleştiri kültürünün oluşmasına bağlıdır. Doğru ve sağlıklı eleştiride fikir ve konu ön plana çıkarılmalıdır. Aksi bir yazım çoğu kez dedikodu, taciz niteliği taşır ki bunların ise değeri olmaz. Eleştiride üslup son derece önemli olup düzey saygı, sevgi çerçevesinde olmalıdır. Kusurları abartarak yapılan bütün olumlu hadiseleri yok saymak eleştiriyi ilimden uzaklaştırır, kişilerin duydukları maksatlı davranışları ortaya çıkarır... Bir eleştiride hiç bir zaman olmayacak üç unsur haset, kıskançlık ve ötekileştirmedir. Ben makam sahibi kişileri de eleştirebilirim o güçteyiz, benim misyonum bu deyip şöhret peşinde olunması kişileri başarıya değil bataklığa sürükler... Her eleştiride haber kaynağının denetlenmesi gerekir... Genelde konulara baktığımız zaman düzgün eleştiriye açık olan güçlü kişiler yazılanları memnuniyetle değerlendirenlerdir... Oto kritik yaparak bakış açısındaki muhasebe, insanı eleştiren ve eleştirilen adına doğru yola sürükleyecektir... Bir kez daha kişilerin düşünerek hareket etmesi ise ülkemiz menfaatinedir... Her insan kendine göre eğitimlidir, tecrübelidir üstelik gözleri açık olandır. Bilendir... Ve toplamda insan kaynakları Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde donanımlıdır... Bu donanım kolay kazanılmaz... Sonuçta coğrafyamızda ünlü düşünürlerin deyişlerinden bu günlere kadar gelen doğrular vardır... 'Eğitimli insanlar adaleti ilke edinir ve onu düzenli bir biçimde yürütür; onu alçak gönüllülükle kurar ve sadakatle gerçekleştirir.' Eleştiri yapılacaktır ancak eleştirinin de kuralları vardır... Unutulan gerçek budur... Bilişim Yasası bir an evvel yürürlüğe girmelidir ki düzeyli iletişime yol açılsın...
Bu haber 2133 defa okunmuştur

:

:

:

: