Su projesini sahiplenmedik

Türkiye'den gelen su ile ilgili sanki her şey bitti.

Türkiye'den gelen su ile ilgili sanki her şey bitti.
KKTC'de böyle bir hava var.
Her zaman yaptığımız gibi, her şey yolunda, memleket güllük gülistanlık, günlük uğraşlarla, işlerle zamanı dolduruyoruz.
Bir sabah uyanıp da, alışılmışın dışında, hayatı kolaylaştıracak hiçbir adım göremiyoruz, heyecansız, değişmeyen, monoton bir düzen.
Su projesini sahiplenmedik, bıraktık, siyasete alet ettik, katkı koymak yerine, nasıl yapar da bunu siyasi malzeme yaparım düşüncesini beslemesini izledik.
Bu proje için hükümet yıkıldı.
CTP-UBP hükümeti büyük bir hayal kırıklığıyla gitti.
Peki, sonrası, UBP-DP hükümeti, olan-biten ortada.
Anlaşmalar yapıldı, günlerce tartışma ve siyasi krizler yaşandı.
Bazı bölgelere su ulaştı, bazı bölgelerde hala yok.
Belediyeler, ada kaynaklarını da, Türkiye'den gelen suyu da aynı fiyattan alıp, vatandaşa aynı fiyattan veriyor.
Belediyelerin konu ile ilgili sıkıntıları da devam ediyor.
Muhatap bulamıyoruz diyorlar.
Olan vatandaşa oldu, fiyat katlandı.
Proje tamamlanamadığı için su denizlere akıyor.
Su, içme ve kullanım amaçlı kullanımdan çok, tarımsal alanda kullanımla ülkeye daha fazla katkı sağlayacak.
En azından olması gereken bu, tarım yapılacaksa, girdi olarak su daha az maliyetli olacaksa tarım, çiftçi, hayvancı daha ucuz ve daha kaliteli üretim yapabilecek.
Bunlar elbette planlama, program, uzun vadeli projelerle olabilecek işler.
Ama KKTC'de gündem ve uğraş bambaşka;
Sadece siyaset, sadece bir sonraki seçim, sadece Türkiye yetkililerine yakınlık gösterme çabası.
KKTC'de kalan ve güneyden yardım alan insanlara bu yardımları durdurma, vergilendirme.
Neden? Bu malları satıyorlar.
Bize ne, sen bu malların bu ülkeye bir ihtiyaç olarak gelmesine gerek kalmasını engellesene.
Daha fazla sahip çıkıp, devletliğini göster, bu insanlara bizim her türlü ihtiyacımız karşılanıyor, güneyden yardım gelmesine gerek yok dedirtsene.
Devletsen yapman gereken bu, düşmanca hamasetle sadece iç tribünlere, Rum tarafı söz konusu oldu mu egemenlik ve milliyetçilik göstermeye yarayan bir hareket, bize yakışan bu değil.
Sanayi Odası ve Başkanının açıklamaları;
Sanayi sektörü düşük ücretli iş gücü ile gelişmez.
Sadece birilerine daha fazla kazanç sağlar.
Aşalım bunları artık.
Türkiye'de yaz saati uygulaması Danıştay'a takıldı.
Günlerdir konuşuluyor, bizde ne olacak?
Bir şey olacağı yok.
Türkiye hükümeti yaz saati uygulamasını şu veya bu şekilde devam ettirecek.
Bunları tartışıyoruz, söylediğim gibi günlük, siyasi malzeme yaparak.
Oysa yazının başında ki su konusuna dönersem, bizim bu konuyu artık sonuca ulaştırmamız lazım.
Biz birbirimizin üzerinden siyasi pirim yapmaya çalışırken, proje ile ilgili önemli adımlar atılıyor.
Projeyi nutuklar dışında da sahiplenmeliyiz.
Türkiye yönetimi projeyi şekillendirip, yönetiyor olabilir.
Ama biz, bizi yönetenler müdahil olmuyor.
Üstelik bu işi en çok savunan şuan ki siyasi iktidar bile.
Onların başka konuları, öncelikleri ve yapar gibi yaptıkları var.
TC Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu;
'Bugün itibarıyla ada, yeteri kadar suyu memba kalitesinde kullanabiliyor. Şimdi ise suya hasret toprakları su ile buluşturmak için ilk adımı attık. Bu çerçevede Türkiye'den gelen suyu Güzelyurt ve Meserya Ovalarına iletecek tünelin sözleşmesi imzalandı.
KKTC'deki sulama projelerini tamamladık. Bu çerçevede imzalanan sözleşme ile Güzelyurt ve Meserya Ovalarına suyu iletmek için 101 milyon lira yatırım bedeli 5,7 kilometrelik tünel inşa edeceğiz.
Sulama projesinin bütün üniteleriyle tamamlanarak hayata geçmesi ile oradaki çiftçilerimiz dekar başına yaklaşık ilave 700 lira zirai gelir elde edecek. İç çapı 4 metre olacak bu tünel ve diğer sulama projeleri KKTC için son derece önemli. Sulama ile aynı zamanda yer altı su kaynakları da beslenmiş olacak.'
Proje devam ediyor, haberleri geliyor.
Burada kaç kişi bilgi sahibi, ya da ilgileniyor.
İşte ilgi alanlarını yazdım, anlattım.
Artık günü, bir sonraki seçimleri, siyaset için her şeyi ziyan etmeyi bırakalım.
Hayat bunlardan ibaret değil.
Ülkeyle ilgili her ne varsa sahip çıkalım, geliştirelim, gidecek başka yerimiz yok.
Bu haber 671 defa okunmuştur

:

:

:

: