Türkiye Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ Türkiye’nin Kıbrıs’tan sorumlu Bakanı olarak 2. kez Kuzey Kıbrıs’a geldi.
Bakan Akdağ, Golden Tulip Otel’de gerçekleşen Yapısal Dönüşüm Programı II. Gözden Geçirme Çalışması’na katıldı.
Recep Akdağ, yapısal dönüşüm konusunda Ocak ayında yapılan ilk gözden geçirme toplantısı sonuçlarına göre daha iyi bir noktada olunduğunu ancak çok daha iyi olunabileceğini söyledi.
Akdağ, “78 faaliyetten 10 faaliyet tamamlanmış. Bunlar, tamamlanması gereken ancak sadece 10’unu tamamlayabildiğimiz işler. 22 faaliyette ilerleme sağlamışız ancak 46 faaliyette henüz arzu edilen ilerlemeyi sağlayamamışız dedi.
Ve çok daha hızlı ve etkin bir şekilde ilerlenmesi gerektiğini söyledi.
Mali disiplinde gösterilen gayretin örnek alınabileceğini ancak bürokrasi çarklarına takılmamak gerektiğini kaydetti Akdağ, ve “VATANDAŞ” odaklı düşünebilmek gerektiğine vurgu yaptı.
Bakan Akdağ demokrasilerde halkın üstünde bir şey yoktur.Hepimiz gelip geçiciyiz. Burada kadim olan halktır hatırlatmasını da yaptı..
Elbette bu bir telkindi KKTC Hükümetine..
Hatta bir uyarı ve akabinde ayar.
Peki neden?
Çünkü imzalanan ekonomik protokolün gerekleri yerine getirilmiyor KKTC Hükümeti tarafından.
Ağır aksak ve son derece yavaş bir ilerleme olduğunu söylüyor Bakan Akdağ.
Ve bunun yeterli olmadığını anlatıyor örnekler vererek.
Belli ki Türkiye’nin Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Bakanı Recep Akdağ bu kez işi sıkı tutmak niyetinde.
Hatırlayacaksınız çok kısa bir süre önce Sayın Akdağ Türkiye’nin Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Bakanı görevlendirilmesinin akabinde yine gelmişti Kuzey Kıbrıs’a ve bazı temaslarda bulunmuştu.
Bu ziyaretinden yine çok kısa bir süre sonra geçtiğimiz hafta sonu bir kez daha geldi ekibiyle birlikte..
Bu kez daha farklı bir Recep Akdağ vardı, KKTC Hükümetinin karşısında.
Zira sorgulayan bir Recep Akdağ vardı karşılarında.
Bocaladılar, kem küm ettiler, konuyu milliyetçilik üzerinden saptırmaya çalıştılar, ama belli ki mevzu hesap kitaptı bu kez.
Nitekim KKTC Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, adada güzel gelişmeler olduğuna dikkat çekmeye çalışsa da bunda pek inandırıcı olamadı..
Ardından Başbakan Hüseyin Özgürgün son bir buçuk yıl içerisinde ekonomide toparlanma yaşandığını ve Türkiye’den daha az katkıya ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Kısacası Türkiye’nin Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Bakanı Recep Akdağ’ın serzenişlerine rağmen onlar iyi yolda ilerlediklerini anlatma gayreti içerisine düştüler.
Ve/fakat şu çok açık ki Sayın Akdağ bu kez adaya gelirken çok iyi hazırlanmış.
Burada olup bitenler hakkında bilgi sahibi olarak gelmiş bu kez.
Yani kendisini hava limanında karşılayan KKTC Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın elini sıkarken Sayın Denktaş’ın adada ki yanlış icraatlarından bilgi sahibiydi.
Başbakan Hüseyin Özgürgün tarafından kabul edilirken, ya da Başbakan Özgürgün tarafından onuruna yemek düzenlenirken, Başbakan Özgürgün’ün de devlet işlerinden daha başka konularla gündeme geldiğini biliyordu.
Kısacası halkın vekalet verdiği yönetenlerin, yani hükümet edenlerin, halk odaklı öncelikler yerine kendi yakınlarına,yandaşlarına kamu kaynakları üzerinden sağladıkları imkanlardan bilgi sahibiydi.
İşte bundandır ki demokrasiler de halkın üstünde bir şey yoktur,hepimiz gelip geçiciyiz, burada kadim olan halktır hatırlatmasını yapma ihtiyacı duymuştur.