Dümen kimin elinde?

Bir ülkede hep birlikte yaşıyorsak yaşadığımız ortamı birlikte kullanıyorsak bu ortamda belli sorumluluklarımız olduğunu unutmamamız gerektiğini bilenler olmalıyız...

Bir ülkede hep birlikte yaşıyorsak yaşadığımız ortamı birlikte kullanıyorsak bu ortamda belli sorumluluklarımız olduğunu unutmamamız gerektiğini bilenler olmalıyız... Sorumluluğun ailevi sorumluluk dışında eğitim yıllarında öğretilenleri vardır... Bu sorumluluğu tek kelime ile özetlersek adı önce ' Saygı ' gerektiren bir konunun ehemmiyeti ortaya çıkar... Çevremize dönüp baktığımızda mevcut kuralların uygulanabilir kurallar olduğunu görürüz... Kuralların uygulanıp uygulanmadığı ise hiyerarşik yapıda denetlenmesi gereken ve ihlal edilmesi halinde aksamanın görünürlüğü, sorumluluğu kişide, zorunlu kılar. Düşünün modern olsun olmasın evler içerisinde genelde her mutfak bulaşık teknesinin altında çöp sepeti vardır. Bu sepet günün belirli saatlerinde dışarıya çıkarılacaktır. Çıkarılmaması halinde olabilecekler hep aynıdır. Evde bunu her bireyin denetleme durumu vardır... Çöp sepeti yoksa bile poşetlere konan çöp özellikle öğrenci evlerinde mutfak dolaplarının çekmece kulplarına takılandır ve ev dışına taşınması elzemdir olandır ,aksi halde ev kokakacaktır... Dışta ise çöpün konacağı yer üstü kapaklı çöp bidonları olmalıdır...Bahçe temizliği mi yapıldı, yoksa ağaçlar mı budandı bunlar için kapı önünden çöpler alınıncaya kadar çevreye dağılmamasının önlemi alınmalı, Belediye hizmetleri bu durumdan haberli kılınmalıdır... İnsanlar çevrelerinde uzun zaman ayni manzarayı, çöpleri, kırık pencere camlarını ,apartman girişlerindeki kirliliği, gördükleri zaman ayni çevrede iseler bu manzarayı doğal karşılamaya başlarlar, ta ki bir başka birilerinin bu kirliliği gündeme taşıması ile işin farkında olsalarda sorumluluk bilinçleri oluşmadığı için yine kendilerinin yarattığı kirliliği başkalarının temizlemesini isteyenler olurlar... İşte bu anda çevrede olsun yollarda trafikte olsun Toplumsal bilincin önemi ortaya çıkandır... Her sorumluluk ortak olarak hareket edilirse halledilebilir olur... Trafik denince yine 'sorumluluk' ilk akla gelendir... Trafik de uyulması gereken fakat uyulmayan kuralları ihlal ,bütünü yollarımızın her noktasında yüzümüze vurandır... Trafik kazalarının çoğu sürücü hatalarından meydana gelir. Bu hataların giderilmesi şarttır... Ailelerin çocuklarının eline direksiyonu verirken çok dikkatli olmaları lazımdır... Kaçınılmaz tetbir budur... Trafik sabır ve tahammül demektir. O zaman bu sabırda hız olmayacağı gibi kendinizi denetlediğiniz kadar karşıdan gelmesi ihtimali olan tehlikeye karşı da kendinizi korumak durumundasınız... Ayrıca trafik kurallarına istisnasız uyma kültürünün gelişmesi gerekiyor... Denetleme dışındaki gereklilik eğitimin kendisidir... Yaşayanlar biliyor seyir halindeki her araç sürücüsü kendi profesyonel edinimleri ile trafiğe, kazalara ve nihayetinde maddi ve en önemlisi manevi kayıpları önleyici olacaklar ve hayati risklerini azaltacaklardır... Sorumluluk yayalardan tutun , bisiklet sürücüleri dahil motorlu araç kullanan tüm bireylere aittir... Yolların trafiğe uygunluğu, bu uygunlukta yolların yapımı, kara yollarında polisiye tedbirlerin alınışı bütünsellikte yürütme organlarının esas görevidir... Her zaman saygılı ve bilgili sürücü olmanın gururunu taşıyın.' Bu sloganı ise unutmayın 'Kazalar, çiğnenmiş kuralların intikamıdır.' Trafik kazalarının olmadığı bir KKTC hepimizin müşterek arzusudur... Dikkatli olmak gerekir... Kaza geliyorum demez...



Bu haber 2270 defa okunmuştur

:

:

:

: