KKTC Meclisi uzun bir tatil arasından sonra Pazartesi çalışmalarına maalesef gergin ve tartışmalı bir hava ile başladı. Bunun ile de kalmadı tabi hükümetin ve Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun, Kıbrıs Rum’larına yönelik yapmış olduğu açıklamalara da KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı’dan eleştiri geldi. Belli ki Cumhurbaşkanı ve hükümet karşılıklı restleşmeler yaşayacaktırlar.
Ana muhalefet ise hükümeti eleştiriyor da, Meclis TV’de izlediğimiz CTP Başkanı Erhürman ile DP Başkanı, Başbakan Yardımcısı Maliye Bakanı Denktaş arasında ki sözlü sataşma yakışmadı. Meclis TV mikrofonu açık olduğu için yalınızca Tufan beyin sesini net duyabildik,” kes sesini be” yakışmadı Tufan hoca sizler gerginliği azaltacak kelimeler kullanmalısınız. Gerginlik arttıran söylemler ülke gerçeklerine ve sorunlarına hizmet etmemektedir.
Rum tarafı ile yaşanan gerçekler doğrultusun da, özellikle KKTC de yaşayan Rum ve Maronitler için güney Kıbrıs’tan gıda ve ilaç yardımı yıllardır yapılıyor. İlaç yardımına kısıtlama yapılmadı ancak hükümet yiyecek yardımlarının istismar edildiği gerekçesi ile vergi uygulamasına geçileceği açıklandı. Bu gıda yardımlarının hükümet tarafından gerek kalmadığı konusun da açıklamalar yapıldı ve özellikle 2003 ten sonra karşılıklı geçişler başladığı için yeniden gözden geçirilmesi gerekirdi, bu güne kadar yapılmadı.
Defalarca Rumlar ile anlaşmaya yakınlaştık ancak, son Crans Montana da olduğu gibi yine Rum tarafı masadan kalktı, ancak bizi yine masaya bağlı tutmak için de etkin siyaseti yürütmeye devam ediyorlar. Hükümetin gıda yardımı için almış olduğu karara ilk tepki ve çok sert bir şekilde Cumhurbaşkanı Akıncı’dan geldi. Rum tarafı BM’yi ısrarla konuya müdahil etmeye çalışıyorlar, BM çok dikkatli açıklama yaptı, Rum tarafı BM’den şikayetçi, Akıncı ise BM’nin de önüne geçerek KKTC hükümetini eleştirdi.
Akıncı müzakerelerin devam ettiği dönemde gelişmeleri kimse ile paylaşmıyordu, ben başkanım gereğini yaparım anlayışını çok gördük. 2018 KKTC genel seçimlerinden dolayı bu tür karşılıklı suçlamalar daha da artacak, bu halkımızın lehine bir durum değildir. KKTC’nin odaklanması gereken Türkiye ile ilgili, özellikle ekonomik işbirliklerinin geliştirilmesi olmalı, ancak bu da bazı odaklar tarafından öteleniyor. Halkımız kavga istemiyor, hizmet bekliyor.