ABD’nin karnı neden ağrıyor

ABD, Türkiye’den yapılan vize başvurularını askıya aldı. Karara gerekçe olarak, personel güvenliği gösterildi.

ABD, Türkiye’den yapılan vize başvurularını askıya aldı. Karara gerekçe olarak, personel güvenliği gösterildi.
Bu ifadeyle İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz’un FETÖ’den tutuklanmasına vurgu yapıldığı açıkça ortadaydı.
Dakikalar sonra Türkiye de misilleme yaparak, ABD vatandaşlarının vize başvurularını askıya aldığını duyurdu.
Bu arada ABD’nin bu şekilde yaptırım uyguladığı ülke sayısının sadece iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar olduğunu hatırlatalım. Bu yaptırımın uygulandığı ülkeler arasında Rusya ve Venezuela da var.
Kısaca Türkiye – ABD ilişkilerinde bugüne kadar olmadığı düzeyde bir gerginlik yaşanıyor.
Peki bu gerginliğin altında yatan gerçek neden, sadece konsolosluk görevlisinin tutuklanması mı?
Üstelik o konsolosluk görevlisi ABD vatandaşı bile değil, sadece konsoloslukta görev yapıyor.
Elbette hayır.
ABD’nin Türkiye’ye yaptığı bu hamlenin iki nedeni var.
Birincisi ABD’nin silahlandırdığı PKK’nın Suriye kolu PYD-YPG’ye karşı Türkiye’nin başlattığı İdlib operasyonu. Çünkü o operasyon sonunda PYD’nin Akdeniz’e ulaşmasını sağlayacak bir terör koridoruna izin verilmemiş olacak. Bu taahhüt Ankara’da en üst düzeyde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da zaten verildi.
İkincisi Türkiye’nin bu operasyonla ilgili kararı Astana’da ABD’nin yegane düşmanları Rusya ve İran’la almış olması. Washington bu yakınlaşmadan fevkalade rahatsız görünüyor. Siz bakmayın Pentagon’dan yapılan resmi destek açıklamalarına. ABD yönetiminin karnı bu yakınlaşma nedeniyle feci şekilde ağrıyor.
Aslında bu ağrı yeni değil.
ABD’nin FETÖ’nün hamiliğini yapmasıyla başlayan gerilim, 15 Temmuz’daki tutumuyla doruğa çıkmış, FETÖ’cülerin iadesinde geri adım atmamasıyla ipler iyice gerilmişti.
Hatta Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 19 koruması hakkında ABD’ye giriş yasağı ve tutuklama kararı çıkaracak kadar diplomatik nezaketten yoksun kararlar alınıyordu.
Tüm bunların üstüne önceki gece gelen vize kararı, ABD-Türkiye ilişkilerinde hiç olmadığı kadar soğuk bir döneme gireceğimizin işareti sayılmalı.
Belli ki Washington, Türkiye’de milli bir yönetimden rahatsız. Ortadoğu’daki çıkarları açısından o milli yönetimin adımlarını kendine uygun görmüyor.
Aslında perde arkasında Erdoğan’ı devirme çabası da diyebileceğimiz o hamleleri ilk Gezi ile başlattı, olmadı.
17 Aralık’ta denendi, yine olmadı.
15 Temmuz’da varlarını yoklarını ortaya koydular, yine başaramadılar.
Ancak Amerikan derin devletinin dünyadaki herhangi bir ülkede yönetimi devirmeye karar verdi mi, üç beş değil, yüzlerce senaryo hazırladığını biliyoruz.
Başarana dek o senaryoları bıkmadan usanmadan uygular.
Biz, tüm bu senaryoları alt edecek milli birlik ve bilinç ile uyanık olursak, kazanabiliriz. Aksi halde sonumuz felaket olur. Bu böyle biline…





Bu haber 366 defa okunmuştur

:

:

:

: