1935 yılında Balıkesir’de doğdu.
İlkokulu Balıkesir’e 125 kilometre mesafede bulunan şirin bir Ege kasabası olan Demirci’de okudu.
Ortaokulu Gönen’de, liseyi Balıkesir’de en iyi derecelerle geçti.
1 Kasım 1957’da Hava Harp Okulu’na girdiğinde, ailesinin iftihar kaynağı çakı gibi bir askerdi.
30 Ağustos 1959 tarihinde 1959/56 sicil numarasıyla ve Asteğmen rütbesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri saflarına katıldı.
21 Şubat 1962’de uçuş eğitimi tamamladıktan sonra, TSK’nın en iyi pilotları arasında girmişti.
Rütbeleri hızla geçerken, 30 Ağustos 1972’ye gelindiğinde Binbaşı rütbesiyle Diyarbakır’da bulunan 8. Ana Jet Üst Komutanlığı’nda 181. Filonun komutanlığını üstlendi.
8 Ağustos 1973 tarihinde ise İzmir 2. Ana Jet Eğitimi Üs Komutanlığı emrine atandı.
O yıllar Kıbrıs Türkü’nün çektiği acılar nedeniyle gözlerinin Türkiye semalarında olduğu yıllardı.
20 Temmuz 1974’ün hemen öncesinde 6. Kolordu Komutanlığı’nın emrine verildi.
Görevi İleri Hava Kontrolörlüğü idi.
Harekatın birinci gününde çıktıkları Girne’de, Alay Karargahı olarak kullanılan binada iki erle birlikte kendilerine verilen görevi yerine getirmenin telaşı içindeydiler.
Ateş hattından Rumların attığı bir roketle yanında bulunan silah arkadaşlarıyla birlikte şehit düştü.
İsmi Fehmi Ercan idi. Daha 39 yaşındaydı.
Kıbrıs Türkü onu hiç unutmadı.
Ona olan minnettarlığını göstermek için dünyaya açılan göz bebeğine adını verdi.
Dün Rum basınında, Anastasiadis yönetiminin Ercan’la ilgili “Uçuş güvenliğini tehlikeye sokuyor” diye Avrupa’ya yaptığı şikayeti okuyunca, sadece dünyaya açılan penceremiz olması nedeniyle değil, Rumların adı nedeniyle bile Ercan’a tahammül edemediğini düşündüm.
Bir roket mermisiyle şehit ettiklerini sandıkları Binbaşı, onca yıla rağmen ölümsüz olmuş, Rumların karşısında dimdik ayakta kalmayı başarmıştı.
Rum tarafından Ercan’la ilgili iddialara dün Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst’ten yanıt geldi.
Dürüst, Rum basınındaki haberlerin maksatlı olduğunu ve gerçekleri yansıtmadığını söyledi.
“Ercan Havalimanı dün olduğu gibi bugün de görevini güvenli bir şekilde sürdürmekte olup, Uluslararası Sivil Havacılık kuralları içerisinde görev ifa etmektedir” dedi.
Sözü özü, Binbaşı Fehmi Ercan’ın uğruna canını verdiği bu topraklar, elbette Kıbrıs Türkü için de kutsal.
Binbaşı Ercan’ın ruhuna huzur bulduracak tek şey ise hiç şüphesiz Kıbrıs Türkü’nün sonsuza kadar o acı yılları bir daha yaşamayacağı bir güvenceye sahip olmasıdır.
Aslında sağcısı solcusu herkes o güvenceyi istiyor. Ama ne yazık ki farklı siyasi söylemlerle bu özü kaçırıyor.
Ercan havalimanıyla ilgili yapılan tartışmaların ışığında bu özü, Binbaşı Fehmi Ercan’ı da bir kez daha anarak hatırlatmak istedim. Ruhu şad olsun.