Geçen günlerde bir imza kampanyası başlattım. Gözün görüp, somut olan bir durumdan nasıl bir sonuç çıkabileceğini tahmin etmek pek de zor olmasa gerek…

Yol boyunca ilerliyorum. Önce iki kişi atıldı önüme. Siyah giyiyorlardı. Çok dikkatli olmasam şu an hapishanede olurdum diyebilirim…

Geçen gün ise bir bisikletli… Yine son dakika fark ediliyor tabi…

Nereden söz ediyor bu kız diyeceksiniz şimdi? Çember ve yaya geçitlerinden oluşan (görünmeyen yaya geçidi) çift şerit Gazimağusa-İskele Anayolunun yanmayan elektrik direklerinden söz ediyorum…

Kardeşim isyan etmemek elde değil. Bir de yol güzergahı üzerinde Gazimağusa Devlet Hastanesi’nden çıkan ambulansları, hasta yetiştirmeye çalışan insanları düşündükçe, tam bir vahşet.

Aynı durum Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi karşısı sözde boyayla çizilmiş yaya geçidinde de söz konusu. İki boya çizdim yaya geçidi oldu; hoop geç demekle olmuyor bu işler… Can geçiyor, can sürüyor o arabayı.

Peki, ne yapılacak? Işıklar yanacak, UKÜ karşısına üst geçit yapılacak. Yapılmalı demiyorum artık. Halk adına, hapishaneye bu gibi kazalar yüzünden giren insanlar adına, şu an toprağın altında olan bedenler adına yapacaksınız diyorum.

Söz konusu konuda yetkili/ yetkililer vardır muhakkak. Hukukçulara sormak lazım; bu gibi kaza durumlarında kazaya sebebiyet veren yetkililere de dava açmak mümkün mü? Açık seçik insan hakları, insan canı ihlal ediliyor.

7 Ocak Seçim Zamanı. Biliyorsunuz oy kullanılacak. Hem de Kıbrıs’ın dört bir yanından. Üst geçidi olmayan Lefkoşa bölgesinden de; ışıkları yanmayan Gazimağusa-İskele bölgesinden de… Bu size bir şey ifade ediyor mu? Bence etmeli…