Başbakan Yardımcılığı ve Maliye Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Serdar Denktaş, Merit Crystal Cove Hotel’de, “Kıbrıs Vatandır-Geçmişten Geleceğe Kıbrıs ve KKTC Sempozyumu”nun açılış konuşmasında, Kıbrıs sorunu ve Kıbrıs Türk halkının Adadaki varlığına vurgu yaptı.

“Çok uzun bir süredir Kıbrıs’ta sahiplilik haklarımızı korumaya çalışıyoruz” diyerek sözlerine başlayan Denktaş, bu sahipliliğin öyle söylendiği gibi, 1960’da kurulan ve üç yıl süren Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşundan elde edilen hak olmadığını, bu hakkın Kıbrıslı Türklerin 400 yıllık Kıbrıs’ın sahibi olmasından kaynaklandığını belirtti ve bunun iyi idrak edilmesi gerektiğini söyledi.

“KAYBEDİLEN ZAMAN…”

Denktaş, Kıbrıs Türk halkının sahiplilik haklarını işgal eden Rum zihniyetiyle bugün halen daha müzakereye devam edildiğini belirtirken, kaybedilen zamanın artık daha çok net görüldüğünün bilinmesini istedi; “Kaybedilen zaman, karşımızdaki zihniyetin hiçbir zaman bizi eşit olarak kabul etmediğini ve etmeyeceğini çok net göstermiştir” dedi.

KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Raif Denktaş’ın çok uzun yıllar önce Rum’un bu uzlaşmaz tavrını gördüğünü ve gerek Kıbrıs, gerek Türkiye, gerekse uluslararası alanda dile getirdiğini, ancak o dönemde kimsenin bu gerçekleri kabul etmediğini, Rauf Denktaş’ın “Mr. No, çözümün önündeki engel” olarak tanımlanıp suçlandığını hatırlattı.

ANNAN PLANI…

2004 referandumuna da vurgu yapan Denktaş, Annan Planı’nın BM’nin kapsamlı ilk planı olduğunu, 1996-2004 yılları arasında AB’nin inanılmaz kampanyalarına rağmen planın referandumda Rumlarca ret edildiğini de hatırlatarak, o dönem uluslararası camianın Kıbrıs Türküne verdiği vaatlerin hiçbirinin tutulmadığını kaydetti.

Denktaş, “Kıbrıs Türk halkına yalan vaatte bulunanların bugün hiçbiri ortada yok; ama biz Kıbrıs Türk halkı olarak hâlâ bu adadayız ve burada var olmaya da devam edeceğiz” diye konuştu.

CENEVRE GÖRÜŞMELERİ…

2004 referandumunun ardından 12 yıl sonra bu kez geçen yıl için ‘bu yıl çözüm yılı olacak’ söylemlerinin yükseldiğini ve Cenevre’de ilk kez 5’li konferansın gerçekleştiğini hatırlatan Serdar Denktaş, burada da Türkiye’nin kendisinden beklenenden çok daha fazla açılımlar yaptığını, garantilerin sulandırılmasının masada olmasına rağmen Rum tarafının yine o çözüme yanaşmadığını, sırtını döndüğünü söyledi.

Denktaş, tüm bu gerçekler ortadayken, halen daha Türk halkından görüşmelere devam edilmesi yönünde talebin var olduğunu kaydederek; “Hem Rum tarafı, hem üçüncü taraflar, Kıbrıs adası üzerinde, Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların iki siyasi eşit olduğunu kabul ettiklerini söylemedikçe ve bunu göstermedikçe, başlayacak yeni bir görüşme süreci bilin ki, hem bizim, hem Türkiye’nin kaybıyla sona erer” dedi.

“KIBRIS’TA ÇÖZÜMÜN TEK FORMÜLÜ…”

Kıbrıs’ta çözümün tek bir formülü olduğunu da dile getiren Serdar Denktaş; “Formül eşitliktir. Bir çözüm ancak iki eşit arasında kurulursa yaşayabilirdir” diye konuştu.

KKTC’nin hem ekonomik, hem siyasal olarak güçlendirilmesi gerektiğine de işaret eden Başbakan Yardımcısı Denktaş, bunun yolunun ise, yıllardan beri, “AB karşı çıkar olmaz” diyerek askıya alınan Serbest Ticaret Anlaşması’nın hayata geçirilmesiyle mümkün olacağını kaydetti.

Serdar Denktaş ayrıca, Türkiye’nin Rum tarafı için bir tehdit değil, aslında onlar içinde bir fırsat olduğunun bilinmesi gerektiğini söyledi.

“BU BAĞ YÜREKTEN GELEN BİR BAĞDIR”

KKTC ile Türkiye’nin birbirine olan bağlılığının uluslararası camiayı rahatsız ettiğini de hatırlatan Başbakan Yardımcısı Denktaş; “Bu bağ yürekten gelen bir bağdır, bu böyle biline” diye konuştu.

Serdar Denktaş, Anadolu’da “bastırılan” Kıbrıs hassasiyetinin yeniden, çok daha güçlü canlanmasını sağlamak için herkesin harekete geçmesini de isteyerek, “Anadolu’nun Kıbrıs hassasiyetinin Kıbrıs Türk halkı için olmazsa olmaz olduğunu” vurguladı.

“KKTC BAĞIMSIZ BİR CUMHURİYETTİR. VE BÖYLE DE KACAKTIR”

Denktaş, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ın sözlerine de atıfta bulunarak, “Tüm dünya bilmeli. Kıbrıs Türkünün sahiplilik haklarını, işgal kuvvetlerinden kurtardığı ve o hakları kullanarak kurduğu KKTC, bağımsız bir Cumhuriyettir ve böyle de kacaktır.” dedi.