Devletin haber ajansına dün açıklama yapan Su İşleri Dairesi, Devlet Su İşleri’nin Lefkoşa isale hattında yapacağı çalışmalardan dolayı 22 Kasım Çarşamba gününden itibaren 25 Kasım Cumartesi gününe kadar Lefkoşa’ya su verilemeyeceğini bildirdi.
Açıklamada sağ olsun kendileri, “içme ve kullanım suyunu tasarruflu kullanın” diye bir de akıl vermeyi ihmal etmediler.
Bu açıklamayı gören insanın, “bu nasıl ülke, bu nasıl başkent” diye isyan edesi geliyor.
Vatandaş ne yapacaktı?
Sormak istiyorum sayın yetkililere…
Lefkoşa’da su zaten ateş pahası. 0-6 metreküp arazı su için 4.90 TL; 7-13 metreküp su için 6.20 TL ödeyen vatandaş, suyu zaten damla damla kullanıyor.
Siz, “nasıl olsa çeşmeden su akıyor, kesinti yok” diye bir değil, iki kez duş alan insan gördünüz mü?
Ya da vatandaşa “elini yüzünü yıkama, mendile sil” mi deniyor?
Oldu olacak bugünkü meteorolojik veriler ışığında yağacağı açıklanan yağmurdan kovada su biriktirelim de onu kullanalım bari…
Açık açık söyleyin ne demek istiyorsunuz?
Aklıma 90’ların başında İstanbul’da sürekli kesilen sular nedeniyle sabunlu, köpüklü bir şekilde İSKİ’yi telefonla arayan merhum Levent Kırca’nın skeçleri geliyor.
Eminim Levent Kırca bugün Lefkoşa için yapılan “dört gün su yok, idareli kullanın” açıklamasını görse, bundan da müthiş bir oyun çıkarırdı.
Şimdi diyecekseniz ki “onarım var, su idaresi ne yapsın?”
Onu ben söylersem, o sayın yetkililerin maaşlarını da benim almam lazım.
Benim bildiğim gerçek çağdaş dünyanın herhangi bir ülkesinde, “başkente dört gün su verilemeyecek” açıklaması yapılsa olay olur.
Ama sanıyorum her olumsuz durum gibi bunu da kanıksadık.
Çok fazla üzerinde durmuyoruz.
Çevremde dört günlük kesintiyle ilgili yorumunu sorduğum insanlar da inanın, çok fazla umursamadılar.
“Ne yapacaksınız” diye sorduğumda, “Depolarda su biterse, su satın alacağız” dediler.
Bu kadar kabulleniş, çaresizlikten mi yoksa artık düzeleceğine ilişkin inanç olmadığı için umutsuzluktan mı kaynaklanıyor, bilmiyorum.
Ama bildiğim gerçek şu. Bu küçük örnek bile devletin vatandaşına saygısı kalmadığını gösteriyor.
Bunlar da ‘sudan meseleler’ deyip geçmeyip.
Başkenti 4 gün su alamayan bir ülkenin geleceğine olan güven duygusu, ciddi erozyona uğrar.
“KKTC yoluna devam eder” diyenlerin, bu ‘sudan mesele’yi bile çözememişken, nasıl yola devam edeceğine ilişkin kafa yormaya davet ediyorum…