Hiç mi toplumsal hayatı kolaylaştıracak, insanların hayatına kalite getirecek projeler üretmez bir iktidar?
Maalesef yok..
UBP-DP azınlık hükümeti iktidar kaldıkları her Allah’ın günü sadece kendilerine çalıştılar.
Ama yolsuzluk iddialarıyla, ama yasa dışı hukuksuz uygulamalarıyla..
İktidar süreleri boyunca bunlarla anıldılar, durdular.
Hoş hala daha halk arasında konuşulan en büyük meziyetleri bunlar.
Yasa dışlılık, rüşvet iddiaları, hukuksuz icraatlar, partizanlık, aile yakınlarına ve yakın çevrelerine devlet kaynakları kullanılmak sureti ile yapılan peşkeşler, haksız istihdamlar, adaletsiz yurttaşlık dağıtmalar ki ölçü o kadar kaçırılmış ki, turist vizesiyle ülkeye giriş yapan bir çok insana yurttaşlık verdiler.
Kısacası toplumsal kaygılardan çok uzak kişisel menfaat ilişkilerinin esas alındığı bir hükümet oldu UBP-DP azınlık hükümeti.
Peki bu ne anlama geliyor?
Tek cümle ile ifade edecek olursak şu anlama geliyor; bu insanlar iktidarları boyunca sadece kendi aileleri ve yakın çevreleri için çalıştılar..
Büyük efor sarfettiler kendi aile ve yakın çevrelerine bireysel menfaatler dağıtırken.
Bunu çok net olarak görebiliyoruz.
Üstelik bütün bunları yaparken de devletin kaynaklarını kullandılar.
Yani milletin kaynakları üzerinden halkın verdiği vekalet yetkilerini kötüye kullanıp kendilerine, ailelerine, yakın çevrelerine menfaat sağladılar.
Bu yönde yapılmış bir çok icraatları da mahkemeden döndü.
Ve hala yargıya muhtaç icraatları da sırada bekliyor.
Her işlerine hile hurda karıştırmanın yollarını aradılar iktidarları boyunca yakın çevrelerine kıyaklar yapabilsinler diye.
Sonuç ortada..
Bugün geldiğimiz günde kamuoyu nezdinde zaten sıkıntılı olan devlet kurumlarına olan inancı ve güveni sıfırladılar.
Adalet duygusunu yine kamu nezdinde yozlaştırdılar.
İnsanların arasına nifak soktular.
Komşuyu komşuya, köylüyü köylüye düşürdüler.
İnsanlara yalanlar söylediler, vaatlerde bulundular.
Partili olmayana tavır aldılar.
Yandaş olana kıyaklar yaptılar.
Yolsuzluk iddiaları ayyuka çıktı.
Çarpık ilişkilerinin her gün bir yenisini öğreniyoruz gazetelerden.
Şimdi ise bu insanlar karşımıza geçip bizlerden oy istiyorlar.
Bizi seçin diyorlar.
Peki neden seçelim?
Kaldıkları yerden devam edebilsinler diye..
Binlerce yurttaş yaptılar.
Şimdi o yurttaş yaptıkları insanları bir bir parti genel merkezinden arıyorlar.
Neden mi?
Oy için.
Dün bir tanıdığım aradı.
Yeni yurttaş yapılanlardan.
Bu arada belirteyim, bu tanıdığım ülkeye ciddi yatırımlar yaptı.
Çok kıymetli kurumlar oluşturdu turizm ve yüksek öğretim sektöründe.
Muazzam paralar yatırdı ülkede kurduğu işletmelere.
Neyse bundan mütevellit yurttaş yapıldı.
Dün telefonda aranmış.
Arayanlar bir partiden aradıklarını söyleyip (UBP) kendisine seçmen listelerinin asıldığını, bu listelerde isminin olup olmadığını kontrol etmesini, eğer ismi yoksa kendilerini derhal aramasını istemişler..
Neden diye soracak olmuş, karşıdan gelen cevap vereceğiniz oy partimiz için çok önemli denmiş.
Şaşırdım diyor tanıdığım.
Daha dün bir bugün iki.
Ben kimseyi tanımıyorum, bundan dolayı da bilmediğim tanımadığım birilerine oy verip iradeye etki etmek istemiyorum..
Elbette bu bir istisna, onun gibi binlercesi var.
Sandığa gidip diyet ödemeye hazırlanıyorlar.
Hoş gitmeyecek olsalar da zaten rahat bırakmıyorlar.
Adeta sizi boşuna yurttaş yapmadık hade bakalım şimdi bunun karşılığını verme zamanı demeye getiriyorlar.