Yaşama “Merhaba” de...

Her yeni güne başlayış, her MERHABA yaşamda varoluş biçimimiz aslında… Yaşama bir SELAM çakmak gibi…

Her yeni güne başlayış, her MERHABA yaşamda varoluş biçimimiz aslında… Yaşama bir SELAM çakmak gibi…

Siz siz olun, merhabalarınızı hiç eksiltmeyin olur mu? Çünkü her merhaba, bizi
/ farkında mısınız bilmem ama / inanılmaz bağlarla hayata bağlar…

Adımlarımız, o tek sözle adeta canlanır, güçlenir…
Biliriz ki birileri daha bizimle birlikte nefes almaktadır…
Hayata ayak uydurmaya çalışmaktadır…
Güçlüklerde bile yalnız değilizdir.
Benzer acıları yaşayanlar, benzer zorluklarla karşılaşanlar azımsanmayacak kadar çoktur…

İşte bu çokluk duygusu bize YAŞAMA GÜCÜ VERİR…
Biz biriz, varız...
Ne mutlu böyle diyebilenlere...

NE ZAMAN SENİ DÜŞÜNSEM

ne zaman seni düşünsem
bir ay sıyrılır buluttan
yüzümün ortasına yerleşiverir
ışıl ışıl olur gözlerim...

ne zaman ellerini düşünsem
kocaman çınar ağaçlarının
gölgesine sığınır yüreğim
içim serinler huzurundan...

ne zaman gözlerini düşünsem
bir deniz düşer aklıma
delimavi bir deniz
dalgaları kıyılarıma vurur hafiften...

ne zaman bir aşk düşünsem
ağustos sıcağında
bir pınarda serinler yüreğim
kulağımı dayayıp kalbine
orada uyumak isterim...

Ayşe TURAL

CESUR YÜREKLİLER

Yaşamınızda yeni adımlar atmaya korkuyorsunuz mesela...

Tıpkı kabuğundan çıkmadan etrafı gözleyen kaplumbağa gibi...

Yeni insanlara elinizi uzatmaya çekiniyorsunuz...
Hatta ödünüz kopuyor...
Size göre herkes tehlikeli...
Art niyetli...
Sizden yararlanmayı düşünüyor....

Allah aşkına siz kendinizi ne zannediyorsunuz?

Yaşıyor musunuz yani?
Ot gibi..
Hani kıyıya bağlanmış tekneler gibi...

İçinizi çeke çeke enginlere bakacaksınız ve o sahilde çürümeye mahkumsunuz...

Yaşamak CESUR yüreklilerin işidir...

RİSK almayanlar kaybetmeye mahkumdur...

SEVDAM

seni düşündüğüm zaman
başımda dağ başlarının dumanı
Sarhoş olurum..

gözlerine bakınca
Engininde denizlerin
Kaybolurum...

Kalp atışlarım delice tutkulu
Ellerim sıcaklığına hasret
Bir bakış,
bir alev,
bir öpüş kadar yakın...

Sar kördüğüm olalım
Sevdan
Sevdam olsun ne olur?

Ayşe TURAL

BİR KARDEŞİ OLMALI İNSANIN...

Bir kardeşi olmalı insanın; hatta iki... Belki de daha çok...

Onu düşününce gülümsemeli... İçi ısınmalı...

Sevdiği bir şey olunca aklına gelmeli hemen...

Ah! Pek sever, deyip biriyle kocaman bir kavanoz SALÇA göndermeli mesela... Sabah kahvaltısında kızarmış ekmeğine sürsün diye...

Hem de kendi elleriyle yaptığı, odun ateşinde saatlerce kaynattığı enfes salçasından...

Bir kutu da PEYNİR HELVASI almalı, zamanı geçmeden...

' Havlulara bayılır' deyip en süslüsünden bir de havlu katmalı yanına... Ellerinin kokusu gelmeli sana kadar...

Bir de ablası olmalı insanın... Bu elbise ona çok yakışır deyip satın alan; vitrinlerden modeller beğenen...

İyi ki varsınız Sabriye Sabancı veeee Bedriye Baykurt...

Ben çok şanslı bir ortanca kardeşim...
Sizi çooook seviyorum....

İKİLİ YALNIZLIK

sade suya
iki ölçü YALNIZLIK katsam
katsam da
avuçlarımda sunsam
panzehir olur mu
yaralarına...

Ayşe TURAL

HAYAT DERSİ...

Gün olur...
Giden ne götürür ki kazandıklarından...
Hiçbirini...
Ne var ki;
saygılar, sevgiler ve sıcacık dostluklar onunla gider...

Emekleri değer bulmuştur.
Çabaları sevgiyle karşılanmıştır mutlaka...

Zaman zaman umutsuzluğa kapılır insan...
Aslında umutsuzluklar silkeleniştir bana göre...
Dibe vururken görmediklerinizi, fark edemediklerinizi yakalarsınız...

Bu da iyi bir HAYAT DERSİdir aslında...
SIKI BİR TOKAT yediğimiz hayat dersi...
Varsın olsun...

Siz yılmadan ayağa kalkın...
Yeni UMUTLARA sarılın...
GÖZYAŞINIZI silin.
YARIN daha güzel bir GÜNEŞ doğacak deyin...
Günaydın...

BUGÜN
bugün
hayatın gülen yüzünden
SENİ toplasam diyorum...

toplasam da
sevdalı yüreğimde
saklasam...

Ayşe TURAL

YAŞAMIN BÜYÜSÜ

Yaşam çok değerlidir benim için…
Her sabah uyandığımda, aldığım her nefese, içtiğim bir bardak suya, ağzıma attığım her lokmaya teşekkür ederim…

Arabamla biraz uzunca bir yola çıkmışsam, ilk işim Tanrı’ya şükretmek olur…

Beni duyan, düşünen, hisseden bir varlık olarak yarattığı için...

Yaşam her zaman, bir gökkuşağı bilmecesi gibi gelir bana…

Yaşamaktan keyif alırım.

Olumsuz düşünenlere de kızarım…

Mademki yaşam süremiz belli değil, onu en güzel şekliyle yaşamak varken, küçük şeylerle karartmanın bir anlamı olmaz derim..

Ayşe TURAL

ÖTEKİ YÜREK

ayaza keser yürek
yangınını bilmeyen
öteki yüreğe baktıkça...

nehirler nasıl da çağlar
denize yaklaşınca...

buluttan ayrılan su damlası
yorulmaz toprağa kavuşurken...

dur!
iyice bir bakayım gözlerine
beni aklından çıkarmayasın...

Ayşe TURAL

BAŞKA EVDE OLSAYDIM

Biz yoğun çalışanların evlerinde hep yardımcı çalışanları olmuştur. Aylık, on beş günde bir, haftalık... Elbette herkes ihtiyacına göre ve cebine göre bir hizmet alımını yapar.

Benim de yıllardır değiştirmediğim yardımcım Fatma Hanımdır. Okuma yazması yoktur / tam bana göre 😄😄😄/ evin her tarafındaki kağıt parçalarını, notları, yazıları, şiirleri asla okuyamadığı için gönül rahatlığı ile ortada bırakırım...

Çok zeki kadındır ama gerçekten... Kendince telefon numaralarının başına yerleştirdiği işaretlerden kimin aradığını şıp! diye bilir.

Elim kırıldığında bir kardeş şefkatiyle bana bakmasını asla unutamam... Hakkını da ödeyemem.

Geçen hafta bendeydi. Ben dolapları düzenlerken o da temizlik yapıyordu. Bir ara yatak odalarından birinin zemininde birikmiş su görüp telaşa kapıldım.

.' Eyvah! Banyo duvarından su sızıyor galiba! '

Fatma koşup sildi. ' Abla galiba kovadandı. ' dedi. Yarım saat sonra aynı yerde yine su birikince, ne yapacağımızı şaşırdık. Tekrar yeri sildi, ben de telefona sarılıp su tesisatçısını arayayım derken, bana seslendi.
' Abla gel gel, ütüdenmiş. ' diye seslendi. Buharlı ütüyü sandalyenin üzerine oturtunca, doğal olarak içindeki su yavaş yavaş akmış.

Gülmeye başladım. Hani derler ya ' Allah fukaraya önce eşeğini kaybettirir; sonra da buldurur, sevindirirmiş...'

Bir sevindim ki!
İşi gücü bırakıp birer kahve yaptım, mola verip birlikte içtik. Çocuklarını, doğacak torununu konuştuk...

İşe koyulmadan önce döndü ' İyi ki varsın Ayşe Ablam, iyi ki varsın... Başka evde olsaydım bana bir bağırırlardı ki, sorma...' dedi.

Boğazım düğümlendi.
Altı üstü bir ütü...
Suyu akmış ne var?
Düşse kırılsa ne olur ki!

Bir üzüldüm ki sormayın...
Bir hizmet alıyorsunuz, paranızı ödüyorsunuz... Hepsi bu...

Üç kuruş veriyorsunuz diye karşınızdakine HAKARET etme, BAĞIRIP ÇAĞIRMA hakkınız olduğunu mu sanıyorsunuz?

Yazık!
Gerçekten çok YAZIK!
İşini beğenmezseniz gelme, dersiniz hepsi bu...


SENİN İÇİN

bu gece
şerefine kaldırdım
tüm kadehleri
dudaklarımda
dünden kalma bir mutluluk...

yan masaya bakarken
aklıma düşüverdin
gülümsedim...

kucak dolusu papatyalarla
seviyor / sevmiyor- lara
başladım bile
haberin olsun...

Ayşe TURAL

NE MUTLU BANA💐💐💐

Bana 'Doğru Türkçe'yi öğreten değerli hocam.... Neredeyse 40 yıldır öğrettiklerinin henüz karşılığını ödeyemedik... Hani bir şarkı var ya 'Bir harf öğretene kırk yıl köle olunuyorsa... Yirmi dokuz kere kırk yıl kölesi olduğum ÖĞRETMENİM'

EZCAN ÖZSOY / Mimar

Bu haber 2940 defa okunmuştur

:

:

:

: