Ülkenin huzuru; tek başına iktidar

Eski yılın son günlerinden yeni yılın ilk günlerine bütün yılın ağırlığı insanın omuzlarına çöker derler, doğrudur.

Eski yılın son günlerinden yeni yılın ilk günlerine bütün yılın ağırlığı insanın omuzlarına çöker derler, doğrudur. Zamanın hep iyi yanlarını yaşayanlar için mesele yok gibi olsa da her ne olursa olsun herkesin bildiği gibi olmayan aksi durumların, zor yaşanmışlıklarının, her birinin ayrı bir hikayesi vardır. 7 Ocak Erken Genel Seçim propagandası bugün saat 18.00'den itibaren seçim yasaklarına girecek, Pazar gün ise sandıklar kapanıncaya kadar devam edeceği ve Yüksek seçim kurulunun yasakların kaldırıldığını bildireceği malumlarınızdır... Seçmen kendi hür iradesi ile sandık başında olacak yasal kuralların kendilerine verdiği yetkinin gerektirdiği şekilde, mühür, mühür artı tercih veya mühür kullanmadan karma oylarını kullanacaklardır... Bilindiği üzere mühür bir partinin elli adayına birer puan verirken alacağı tercih ise diğerlerine göre kendisine verilen artı puan olacaktır... Tercihler her ilçenin milletvekili sayısının yarısı kadar olup adayın karşısındaki karede genel tabiri ile bir 'tik ' olacaktır... Karma oy ise iki parti veya bir bağımsız adaya tik konurken ilçenin milletvekili sayısının yarısına veya tamamına verilebilecektir. Ancak karma oyların toplamı en az 24 en çok 50 adaya yapılacağı için bu sayılara Ve ilçelerdeki aday sayısının yarısı kadar kullanım kurallarına uygun olmalıdır... Zaman kırgınlık zamanı değildir. Zaman, o bunu yaptı, bu bunu yaptı diye ceza verme zamanı değildir... Seçim ise tekrarı yapılacak bir konu hiç değildir... Zaman sandıktan bir iktidarın çıkarılması zamanıdır. O zaman da yarındır... Her kırgınlığın çözümü ise hep birlikte halledilebilendir... Yarınların, Kıbrıs meselesinin kritik dönemindeki önemini kendine öz mesele yapıp Türkiye'nin garantisinden yoksun ve kendileri ile eşit olmadığımızı devamlı tekrarlayan her fırsatta yüzümüze vuran, 20 Temmuz 1974 den beri barış içinde yaşadığımız toprakları isteyenlere ve Rum kesminin ve özellikle kilisenin söylemlerine karşı durmak adına yarınki seçimden çıkacak iktidarın, sağlam temel üzerine inşa edilmiş, dış politikada söz hakimiyeti ve olası bir müzakere masasında hakkı olması gerekendir. Ülkemizin büyük bir çoğunluğu bu konuda tavrını netleştirmiştir ve her türlü Rum entrikası karşısında dik durmaktadır...Nitekim Türkiye Dış İşleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ifadesindeki Rumlar'ın hem AB üyesi olmaları hem de Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti olmaları halinin onları anlaşmadan uzaklaştırdığını söylemesi son derece gerçek bir tespittir...Güney'de yapılacak seçimlerin sonucuna , en etkili duruş Kuzeyin yani Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde güçlü ve tek başına seçilen iktidarı olacaktır... 3. Cumhurbaşkanı Sayın Dr . Derviş Eroğlu ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Hüseyin Özgürgün'ün konuşmaları ile Kıbrıs meselesinde geçmişten bugüne gelen mevcut konunun ciddiyettir... Ne diyor Rum lider; Seçimin “yasadışı olduğunu” iddia ediyor ve seçimin, hükümet oluşumunda bir rol oynayacağı izahında dahi bulunuyor. Anastaiadis, “ancak Kıbrıs sorununu müzakere eden başbakan değil, Kıbrıs Türk toplumunun seçilmiş lideridir” diye de ilave eden Anastasiadis,“kuşkusuz, partilerin çoğunluğu müzakere etmekte olduğumuz çözüm şekline karşı olursa, muhtemelen Kıbrıs Türk toplumu liderinin iradesini de etkileyecek” iddiasında bulunuyor... Bir bakıma KKTC seçimlerinde, siyasal partiler nezdinde, kendine isteğini yaptıracak ortak arıyor... Bütün bu konuşmalar sonrasında hasıl olan zaruriyet anlaşılmıştır ki tek başına iktidardır... Seçimlerin ülkemize huzur, istikrar ve tek başına bir iktidar getirmesi ise temennimizdir...
Bu haber 2576 defa okunmuştur

:

:

:

: