İngiltere, ‘Yalnızlık Bakanlığı’ kurulacağını açıkladı… Dünyanın bir yanında savaşlar, dökülen kanlar, yitip giden çocuklar bir yanda böyle lüksler işte… Adamlar o kadar tasasız ve insanları onlar için o kadar değerli ki, yaptıkları tespitler sonucu böyle bir bakanlık kurma ihtiyacı duymuşlar… İnsan düşünmeden edemiyor… Bu ne yaman çelişki anne?
Afrika’da açlıktan ölen çocuklar, Orta Doğu’da kan gölleri, Türkiye’de şehitler, Kuzey Kıbrıs’ta numaradan devletçilik, acıdan kaçarken hayatlarından olan mülteciler ve daha birçoğu… Dünyanın bir çok yerinde insanlık en zor sınavlarını verirken, İngiltere Yalnızlık Bakanlığı kuruyor… İnsan kıskanmadan, hayıflanmadan edemiyor… Sefalet yükseliyor bir yerlerden, kimileri evlerinde lüksün tadını çıkarıyor... Dışarıda markaların kocaman logoları ve değeri yüksek insanlar, bir yanda soğuk ve sıcak savaşlar...
Bu; kapitalizmin en vahşi ve anlatılır hali herhalde... Bir yerlerde özgürlük, demokrasi ve din adı savaşlar, açlıklar yaşanıyor, bir yanda kendi siyasi ve ekonomik kârlarını düşünerek binlerce İnsanın ölümüne neden olan vicdansızlar var... Dünyada bunlar yaşanırken, ülkeler yalnızlaşıp sadece ekonomik çıkarları söz konusu olunca birleşiyor, hal böyleyken bu bireyler üzerine de yansıyor.
Ve gelelim yalnızlığa…
İnsanlar artık paraya ve kariyere ulaşmak için daha fazla emek yerine işin kolayına kaçıyor. İnsanlar karşılarındakilerin İnsan olduklarını unutup yürüdüğü hedefte bir araç görmeye başlayınca, yalnızlık da başlar.
Bir zarar veren bir de zarar gören insanlar var... Her yol mubah diyerek çevresine verdiği zararları önemseyen İnsan doğal olarak insanlar tarafından dışlanıp yalnızlığa sürüklenirken, zarar gören insan ise, güvenini kaybedecek, insanlarla diyaloğunu kısıtlayıp kendine az insandan oluşan korumalı bir dünya seçecek ve tabi sonunda yalnızlaşacaktır.
Günümüz çağının en büyük hastalığı; yalnızlık... İnsanlar bu hastalığı çevresine aşılayarak da çoğaltabiliyor. Bu yalnızlık yönetenlerin de işine gelir. Çünkü istedikleri gibi hareket ederler. Yalnızlığın derinleşmesi için teknoloji kullanılır ve insanlara sanal hayatlar ve yeni karakterler hediye edilir. İnsanlar sosyal ağlara girip, maskelerini takıp hiç olmadıkları insan gibi davranmaya çalışır, maskeleri ile ağlayıp, gülmeyi öğrenir ve yapay çevreler edinerek bu yalnızlığa çare bulmaya çalışır.
Yenidünya da birçok şey kazandık belki, konforlu lüks hayatlarımız, adımızın önünde fiyakalı sıfatlarımız, adına özgürlük denilerek yutturulan nur topu gibi bir yozlaşmamız, akıllı arabalarımız ve ev aletlerimiz, telefonlarımız, evlerimiz oldu... Ama çoğulluğumuzu kaybettik...