Kıbrıs Türk tarafı, Kıbrıs Konferansı'nda 'Toprak' başlığının müzakereleri sırasında sunduğu haritayı geri aldı.

Haritanın Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın talebi üzerine iade edildiği öğrenildi.

Haritalar Cenevre'de gerçekleştirilen uluslarası Kıbrıs Konferansı sırasında BM'ye sunulmuş, BM de haritayı kasaya kaldırmıştı.

Kıbrıs Rum liderliği, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Konferansı'nın başarısızlıkla sonuçlandığını ilan etmesinin ardından yaptığı açıklamalarda tüm önerilerini geri çektiğini açıklayınca, biz de haritayı geri çekme gereği duyduk.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, şu anda masada herhangi bir toprak önerisi bulunmadığını kaydetti.

Tüm bu açıklamaların ardından harita konusunda müzakere heyetine yöneltilen eleştirilerin ne kadar haklı olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Rumlar her zamanki taktiği uygulayarak, en son masaya gelmesi gereken toprak meselesinin masaya konmasını istemiş, tabiri caizse elimizi görmüştür.

Siz istediğiniz kadar 'bütün konularda anlaşma olmadan bir konuda anlaşmaya varılmış sayılamaz' ilkesine sarılın, Rumlar günün sonunda nerelerden vazgeçebileceğinizi o harita sayesinde görmüştür. Bu saatten sonra daha azına razı gelmesi de mümkün değildir.

Bundan sonra masaya her istendiğinde harita koymak yerine, çok daha temel konularda anlaşmaya varılması elzemdir.

Daha geçtiğimiz günlerde yayınlanan ABD Kongresi Bağımsız Araştırma Dairesi'nin raporu çarpıcı bir gerçeği gözler önüne seriyor. 2008 - 2017 dönemini kapsayan Kıbrıs raporunda; müzakerelerin çökme nedeninin Türk askeri, garantiler ve güvenlik değil, güç paylaşımındaki anlaşmazlık olduğu saptamasına yer verildi.

Yani özetle siz tek bir Türk askerini burada bırakmasanız da, Türkiye'nin garantörlüğünü kabul etmeseniz de Rumlar, Kıbrıs Türkü ile bu adayı dönüşümlü başkanlık modeliyle yönetmek istemiyor.

Kaldı ki Türk askerinin buradaki varlığı ve Türkiye'nin garantörlüğü, Kıbrıs Türkünün yüzde 95'i tarafından vazgeçilemez görülüyor.

'Hemen şimdi çözüm' diyenlerin bu gerçeği de görmeleri gerekiyor.

BM kasasından geri istediğimiz o haritayı geçen yıl bu zamanlar verirken, şüphesiz Rumlar'ı anlaşmaya zorlamak gibi bir gaye güdüldüğü açıktır. Ancak gelinen süreçte bunun hiçbir işe yaramadığı da ortaya çıktı.

Yaşadığımız bu 'harita pişmanlığı' bundan sonraki süreç için de bize yol gösterici olmalıdır. Kıbrıs Türkü o haritayı masa başında değil, Anavatan ile birlikte omuz omuza savaşarak, kanla çizmiştir. Verilen onca şehit, dökülen onca gözyaşı unutulmadı.

BM kasasından aldığımız o haritayı vicdanlarımıza hapsedelim. Vicdanımızın onay verdiği bir anlaşma olmadan da oradan asla çıkarmayalım.