'6'ncı parsel yatağındaki doğal gaz 6-8 trilyon ayak küp!'

Rum basını Türkiye’nin, Avrupa Birliği’nin dünkü müdahalelerine rağmen geri adım atmadığına ve Doğu Akdeniz’deki hakları konusunda kararlı göründüğüne, BM ve AB’nin beklenen ölçüde tepki göstermediğine, yapılan müdahalelerin de sonuç vermediğine dikkat çekti.

Gazeteler, AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’nin dün, İtalyan ENI şirketinin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerini engellemeye son vermesi için TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na baskı yapmaya çalıştığı sıralarda TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı, ‘bizim için Afrin ne ise Ege ve Kıbrıs’taki haklarımız da odur’ açıklamasını öne çıkardı.

Fileleftheros haberi “Müdahaleler Boşa… Erdoğan Cesaretleniyor, Kıbrıs ve Yunanistan’ı ‘Akdeniz Afrin’i’ ile Tehdit Ediyor” başlığıyla manşete çekti.

Rum yönetiminin, Türkiye’ye yönelik diplomatik baskıların Saipem 12000’in 3’üncü parsele gidiş yolunu açması umudunu taşıdığına dikkat çeken gazete “Ancak gerek AB’nin gerekse BM’nin Türkiye’ye sözlü telkinde bulunmanın dışında bir şey yapma niyetinde veya havasında olmadığı görünüyor” ifadesine yer verdi.

Haberde dün “İmia” (Kardak) kayalıklarında Türk ve Yunan teknelerinin çarpıştığı, bunun üzerine TC Başbakanı Binali Yıldırım’ın Yunan dengi Aleksis Çipras’ı telefonla arayarak, yaşananların kasıtlı olmadığını söylediği belirtilirken o görüşmede Doğu Akdeniz’deki durumun da ele alındığını, Çipras’ın Yıldırım’a protestolarını ilettiği kaydedildi.

Gazete “Gecikme Saipem 12000’i Uzaklaştırmıyor” başlıklı haberinde İtalyan ENI şirketinin, Türkiye’nin Saipem 12000 sondaj gemisinin 3’üncü parselde girmesine izin vermemesi konusunda “sabır, perde gerisi faaliyetler ve Türkiye’ye dolaylı baskı” reçetesini uygulamakta olduğunu yazdı.

Haberde, ENI’nin, sondaj gemisinin yeni bir sondaj için Mart sonunda Fas’a gidecek olması dolayısıyla 3’üncü parseldeki sondaj takviminin daralmasından şimdilik endişe duyuyor görünmediği, Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis’in dün ENI CEO’su Claudio Descalzi ile 3’üncü parseldeki sondajla ilgili seçenekleri görüştüğü belirtildi.

Habere göre Lakkotripis “Supya” hedefinde geçen hafta başlaması gereken sondaj çalışmasında gecikme olsa da bu sondajın öncekilere göre daha sığ sularda yapılacağına dikkat çekti. Lakkotripis, dün Meclis Ticaret Komitesi toplantısında komiteye 6’ncı parseldeki “Kalypso” hedefindeki sondaj sonuçları hakkında bilgi verdi. Rum Bakan, toplantının açık bölümünde “Şirketler gerçekten ortağımız gibi davranıyor ancak oluşan duruma birlikte bakmamız gerektiğini söylüyorlar” ifadelerini kullandı.

“6’NCI PARSELDEKİ YATAKTAKİ DOĞAL GAZ 6-8 TRİLYON AYAK KÜP”

Lakkotripis bu yılın Ekim ayında ExxonMobil’in 10 numaralı parselde iki sondaj yapacağını hatırlatarak 6’ncı parseldeki “Kalypso” sondajından çok iyi haberler geldiğine dikkat çekerken Rum tarafında bulunan ENI CEO’su Descalzi dün KİPE’ye yaptığı açıklamada “Kalypso” hedefinde bulunan yatağın 6-8 trilyon ayak küp veya daha fazla doğal gaz ihtiva ettiğinin değerlendirildiğini söyledi.

Haberde 3 numaralı parsele girmesi engellendiği için Cumartesi gecesinden beridir Greko Burnu açıklarında duran Saipem 12000 sondaj gemisinin, yoluna devam etmek için Türk savaş gemilerinin uzaklaşmasını beklediği kaydedildi, “İtalyan hükümetinin dün deniz kuvvetlerine, Doğu Akdeniz’e firkateyn göndermesi emri verdiği” de öne sürüldü.

Sondaj gemisinin kara ile ilk hava bağlantısının da dün gerçekleştiği, Limasol limanı ile deniz bağlantısının ise “Vos Prime”, “Vos Prudence” ve “Cos Purpose” isimli yardımcı gemiler vasıtasıyla kesintisiz devam ettiği belirtildi.

İlk hava bağlantısını INAER’e ait “Agusta Westland (AW139) tipi helikopterin dün sabah gerçekleştirdiği, Larnaka Havaalanı’ndan havalanan helikopterin sondaj gemisine personel götürdüğü, gemideki personelden bir kısmını da karaya çıkardığı belirtildi.

BM’YE ŞİKAYET ETTİLER

Fileleftheros Rum yönetimin BM’deki daimi temsilcisi Kornilios Korniliu’nun pazartesi günü öğleden sonra BM Genel Sekreter Yardımcısı Jeffrey D. Feltman ile görüşerek Türkiye’yi şikayet ettiğini bildirdi.

Gazete diplomatik kaynakları işaret ederek Korniliu’nun Feltman’dan Saipem 12000’in 3’üncü parsele girişinin engellenmesiyle ilgili gelişmeleri Genel Sekreter Antonio Guterres’e iletmesini istediğini ancak Feltman’ın, Türkiye’ye kendine hakim olma telkinleri yapıldığı gerekçesiyle bunu yapmadığı (hakkını mahfuz tuttuğu) belirtildi.

Habere göre aynı kaynaklar Korniliu ile Feltman’ın, Genel Sekreter’in ÖzelTemsilcisi Elisabeth Spehar’ın Ada’da ayrı ayrı temaslar yapacak olması ışığı altında, Kıbrıs sorunuyla ilgili de görüş alış verişinde bulunduğuna işaret ettiler.

Korniliu bu gazetenin, Genel Sekreter’in, Kıbrıs sorununda yeni bir çaba başlatmak için iki taraftan somut bir şey isteyip istemediği sorusuna karşılık “Crans-Montana’da olanlardan sonra Genel Sekreter müzakerelerin yeniden başlaması yönünde gerçek perspektif olup olmadığını değerlendirmek istiyor” dedi.

Politis manşet haberini “Türkler (ipi) Sonuna Kadar Çekecek… 3’üncü Parselde Sondaj İçin Zaman Sınırı Daralıyor… Tayyip Erdoğan Tonu Daha Da Artırıyor… ENI Çok da Bekleyemeyiz Diyor” başlık ve spotlarıyla aktardı.

Gazete Türkiye’nin Saipem 12000’in sondaj yapabilmesi için bağladığı 3’üncü parseli serbest bırakmaya, yayımladığı Navteks’in sona ereceği tarih olan 22 Şubat’a kadar niyetli görünmediğini, Navteks’i uzatmasının da kuvvetle muhtemel olduğunu yazdı; ENI CEO’su Descalzi’nin ise “sonsuza dek beklemeyeceğiz” mesajı verdiğini vurguladı.

Rum yönetiminin, Cumartesi gününden beridir yürütmekte olduğu diplomatik perde gerisinin, beklediği sonucu vermediğini, yabancı örgüt ve hükümetlerin eleştirilerinin hafif, neredeyse yok denecek düzeyde kaldığını belirten gazete dün öğleden sonra ortaya atılan; İtalyan firkateyninin bölgeye doğru yola çıktığı yolundaki bilgilerin İtalyan hükümeti tarafından teyit edilmediğini vurguladı.

DESCALZI: “SONSUZA DEK BEKLEYEMEYİZ”

Saipem 12000’in hareketsiz kalmasından doğan maliyetin ENI’ye baskı yaptığını kaydeden gazeteye göre şirket CEO’su Descalzi, Rum çıkarları açısından endişe yaratan ilk açıklamayı da dün RİK’e yaptı. Descalzi “sonsuza dek bekleyemeyiz. Bu anlaşmazlık bizimle değil Kıbrıs’la, Türkiye’yle ve AB ile ilgilidir, çözülmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Rum yönetiminin ENI’nin bu açıklamasını beklediği, sondaj gemisinin günlerce olduğu yerde bekleyemeyeceğine anlayış gösterdiğini kaydeden gazete, dünkü Lakkotripis-Descalzi görüşmesinden; Saipem 12000’in 3’üncü parselden ayrılması kararı alsa dahi şirketin Türkiye’nin yaratmaya çalıştığı emrivakileri kabul etmek niyetinde olmadığı sonucunun çıktığını yazdı.

Habere göre Rum yönetimi ENI’nin, “Türkiye MEB’teki bölgeleri grileştirmeyi başarırsa, (ENI’nin) halen birçok harcama yaptığı Doğu Akdeniz bölgesindeki projelerinin altüst olacağını anladığını” değerlendiriyor. Rum yönetiminden bir yetkili “aynı kaygıyı Fransız Total şirketinin de yaşadığını, bu nedenle yürütülmekte olan diplomatik perde gerisine Fransa hükümetinin de katıldığını” savundu.

ANASTASİADİS: “ENDİŞE EDECEK BİR ŞEY YOK”

Gazetenin “Başkan Tonları Düşük Tuttu” başlıklı haberine göre Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, “Krizin giderilmesi için çalışmalar yapılmakta olduğunu” söyledi. Anastasiadis, bir gazetecinin “sokaktaki vatandaş endişeli” şeklindeki üstelemesine karşılık “Endişe edecek bir şey yok. Devlete veya ekonomiye sorun çıkarabilecek herhangi bir krizin caydırılmasına yönelik çalışmalar yapılıyor” dedi.

Alithia manşet haberine “Sinir Harbi… Ankara’nın İmia (Kardak) Bizim Açıklamasıyla Türk Tahrikkarlığı Bütün Sınırları Aştı… Ege Barut Kokuyor. Türk Savaş Gemisi Yunan Savaş Gemisini Mahmuzladı, Kıbrıs’ta Türk Gemileri ENI’nin Sondaj Gemisinin MEB’imizdeki 3’üncü Parsele Girişini 5’inci Gündür Engelliyor” başlık ve spotlarını attı.

Uluslararası toplumun şimdilik tonları düşük tutmakta olduğuna dikkat çekilen habere göre BM Genel Sekreteri’nin Basın Sözcüsü Stephane Dujarric, Doğu Akdeniz’de yaşananlara Genel Sekreter’in tepkisi sorulduğunda, TC Cumhurbaşkanı Erdoğan ile iletişim kurmadığını söylerken Avrupa Parlamentosu Başkanı Antonio Tajani’nin Türkiye’den “derhal Kıbrıs’ın kara sularında gerilime son vermesini” istedi. Avrupa Halk Partisi Başkanı Joseph Doll da “tehdit ve tahrikten” kaçınma çağrısı yaptı.

SİYASİ PARTİLER KINADI

Rum siyasi partileri de hem Doğu Akdeniz’deki hem de Kardak’taki durum nedeniyle Türkiye’yi “kınayan” açıklamalar yaptı.

DİSİ Başkanı Averof Neofitu, Avrupa Halk Partisi’nden, Türkiye’ye karşı Rum tarafına verdiği desteği yinelemesini istedi.

AKEL “Türkiye’ye baskı yapılmasını sağlamak için mümkün olan her diplomatik inisiyatifin alınması gerektiğini”, Vatandaşlar İttifakı Başkanı Yorgos Lillikas durum değerlendirmesi yapılması ve eylemlerin planlanması için Rum Ulusal Konseyi’nin derhal toplanmasını istedi.

Dayanışma Hareketi, Rum ve Yunan hükümetlerini “uyanmaya ve caydırıcı güç olmadan Attila ile mücadele edilemeyeceğini anlamaya” çağırdı.

Ekologlar Başkanı Yorgos Perdikis, “Erdoğan’ın İtalya ziyareti sırasında İtalya hükümetini Doğu Akdeniz konusunda uyardığını, buna rağmen (Rum yönetiminin) hazırlıksız yakalandığını” söyledi.

ELAM, Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’e Türk “tahrikkarlığını etkisiz kılmak” için bir teklif götürdüğünü açıkladı. ELAM teklifinin “AB’den, bütün üye devletlerden Türkiye’ye silah ambargosu uygulamasını talep etmek” olduğunu bildirdi ve değişmez tezi olan “Rum-Yunan Ortak Enerji Doktrini oluşturulmasını” hatırlattı.

Haravgi haberine “Uluslararası Toplumun Türk Tehditlerine Tepkisi Zayıf” başlığını attı ve BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinden Türkiye’ye hiçbir tepki gelmediğine dikkat çekti.
Bu haber 179 defa okunmuştur

:

:

:

:

DİĞER HABERLER