Doğu Akdeniz’de sular kaynıyor

Enerji meselesi hep güncelliğini korumuş, gerekli zamanlarda ülkelerin çıkar çatışmalarına bile ev sahipliği yapmıştır.

Enerji meselesi hep güncelliğini korumuş, gerekli zamanlarda ülkelerin çıkar çatışmalarına bile ev sahipliği yapmıştır. Özellikle yeni dünya düzeninde yaşanan gelişmeler ile konu tekrar tekrar gündeme geliyor. Enerji deyince baş aktör var ki konusu geçince hemen varlığını gösteriyor. Tabii ki Avrupa Birliği’nden bahsediyorum. Petrol ve doğalgaz, AB ülkelerinin en önemli kaynağı olmasına rağmen birlik, ihtiyacının büyük bir bölümünü ithalatla karşılamaktadır. Hal böyle olunca enerji konusu AB konusuna dönüyor! Şu sıralar AB ülkelerinin enerjide rotasını yavaş yavaş değiştirerek Azerbaycan doğalgazına doğru kaymasından söz eder olduk. Doğalgaz ihtiyacının yüzde 30’unu Rusya’dan karşılayan AB ülkeleri Ortadoğu’daki Amerika ve Rusya arasında yaşanan güç mücadelesinden dolayı epey sessiz kaldı. Ve bunun sonucunda da alternatiflere doğru yönelmeyi tercih etti gibi duruyor. Bunu net bir şekilde görebiliyoruz. Birliğin, alternatif pazarların yanında en çok önem verdiği konulardan birisi de yenilenebilir enerjidir. Yıllardır politikalarında yer verdi bu konuya... Fakat son zamanlarda alternatif enerji kaynakları arayışına daha fazla yöneldi birlik. Anlayacağınız enerji bir hayli telaşlandırdı bu ulusüstü yapıyı. Ee, buna en büyük etken de Ortadoğu gelişmeleri oldu tabii. Derken... Bir de baktık ki, Doğu Akdeniz ve enerji meselesi gündemde. Doğu Akdeniz’de doğalgaz kaynakları ile ilgili yaşanan gerginlik ile karşı karşıyayız. İtalyan enerji şirketi Eni, Kıbrıs’ın güneybatısından güneydoğusuna doğru ilerlerken sondaj çalışmaları sırasında Türkiye savaş gemileri tarafından durdurulduğunu açıklıyor. İşte olay burada başlıyor. Taraflar açıklamalarını yapıyorlar teker teker. Ee malum! Konu enerji olunca akan sular durur efendim. Doğalgaz ihtiyacının yüzde 30’unu Rusya’dan karşılayan AB ülkeleri yaşanan son siyasi durumlardan dolayı ufaktan ufaktan girişimlerde bulunuyor sanki. Başta dedim ya Ortadoğu gelişmeleri ve enerji alternatifi arayışı gözden kaçmıyor değil mi? Rum lider Nikos Anastasiades beyefendi, Türkiye’nin uluslararası kanunları ihlal ettiğini söylüyor. Fakat Güney Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölge olarak adlandırdığı bu bölgede Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin de hakkı olduğunu unutuyor. Sonuçta tek sahiplikten bahsetmek mümkün mü sizce? AB Komisyonu tarafından yapılan açıklama ise, Türkiye’nin AB üye devletlerinin hava sahasına ve karasuları üzerindeki egemenliğine saygı duyması gerektiği. Aslında söylenen doğru! Egemenlik mi? Saygı göstermek şüphesiz ve kaçınılmaz! Fakat burada Kıbrıs Adası’nın diğer sahibi olan Kıbrıs Türklerinin egemenliği ve hakları ne olacak sayın AB Komisyonu? Sonuç olarak görüyoruz ki enerji konu olunca akan sular duruyor. Hak mı? Lafı bile olmaz... Haftaya görüşmek dileğiyle. Sevgiyle kalın.
Bu haber 489 defa okunmuştur

:

:

:

: