Ahmet İLKTAÇ
Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) İç Mimarlık Bölümü Başkanı Prof. Dr. Uğur Ulaş Dağlı, birçok ülkenin kent müzesi, kent arşivi, kent kütüphanesi gibi mekânlarla oldukça barışık olduğundan, “kent hafıza”, yani bellek merkezlerini kurmaya başladıklarına dikkat çekti.
Prof. Dr. Uğur Ulaş Dağlı, bu ülkelerin aksine bizim bellek kavram ve tanımına çok uzak olmamız nedeniyle tüm bunların hayalini bile kuramadığımızı söyledi.
Dağlı, kentsel belleğin yok oluşunu engellemek için kentin tarihsel envanter bilgilerinin, belgelerinin ve belge niteliğindeki objelerin yer aldığı kent müzelerini kurmanın ilk adım olduğuna vurgu yaptı. Dağlı, bu anlamda, birçok
Gazimağusalı’nın anılarının yer aldığı kentsel belleğin vazgeçilmez bir parçası olan Gazi İlkokulu’nun kent müzesine dönüşme potansiyelinin oldukça güçlü olduğunu, bunun yanında Gazimağusa Belediyesi’ne ait bandabuliya binası ve Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’ne ait depo olarak kullanılan eski polis binasının kent müzesi için oldukça uygun binalar olduğunu aktardı.
Dağlı: “Hayalini bile kuramıyoruz”
Konuyla ilgili gazetemiz KIBRIS’a konuşan DAÜ İç Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Uğur Ulaş Dağlı, mücadelelerinin kent müzesi aracılığı ile kentin geçmişini geleceğe aktarmak olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Uğur Ulaş Dağlı, birçok ülkenin kent müzesi, kent arşivi, kent kütüphanesi gibi mekânlarla oldukça barışık olduğundan “kent hafıza” yani bellek merkezlerini kurmaya başladıklarını kaydetti.
Ancak bizim bellek kavram ve tanımına o kadar çok uzak olmamızdan dolayı bunların hayalini bile kuramadığımızı anlatan Dağlı, özellikle kimlik sorunu yaşayan ve kimliğinin tehdit altında olduğunu hisseden toplumlar için bu tür müzelerin çok daha anlam kazanmakta olduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Uğur Ulaş Dağlı, “kent belleği”, kentte yaşayanların, anılarını, kentte yaşanan olayları, hatta gündelik yaşamın geçmişine uzanan zengin bir içeriği kapsamakta olduğunu, yani yaşanmış hafızayı ifade ettiğini aktardı.
Teknoloji ile yoğun bir bilgi donanımı içerisinde olduğumuzu, yeni bilgi yoğunluğu içinde kent belleğimizi, hafızamızı yitirdiğimizi ve unutkan duruma geldiğimizi ifade eden Dağlı, “Peki bu bellek kaybı sürecinde toplum olarak üzerimize düşeni yapıyor muyuz? Geçmiş mirasımızın hatırlanmasına yönelik bir yol haritamız var mıdır? Ülkenin kültür envanteri hazırlandı mı? Tabi ki hayır, sadece yok oluşu izlemekteyiz. Artık silkinme zamanıdır. Silkinmenin yolu ise belleğimizi henüz kaybetmeden müdahale etmemizdir” diye konuştu.
Prof. Dr. Uğur Ulaş Dağlı, acil olarak kent kültür envanterleri hazırlanması gerektiğini, Türkiye’de neredeyse bütün kentlerin, envanter kitaplarının hazırlandığından bahsedildiğini, bizim ise genel olarak yerel ve merkezi yönetimlerimizin siyasi rant düşüncesinde olduklarını söyledi.
Bu yapıdan derhal vazgeçilmesi ve acil olarak kent kültür envanterlerinin oluşturulmaya başlanması gerektiğinin altını çizen Dağlı, envanterin aslında kentimizin bizden önceki hafızası olduğunu, bize kentimizi armağan eden insanların düşüncelerini, yaşamlarını, fiziki ortamlarını, dolayısıyla o dönemlerin sosyo – politik ortamını hatırlatan hafıza olduğunu açıkladı.
“Kent müzeleri ilk adım”
Prof. Dr. Uğur Ulaş Dağlı, tam da burada kent müzesinin devreye girdiğini, kentsel belleğin yok oluşunu engellemek için kentin tarihsel envanter bilgilerinin, belgelerinin ve belge niteliğindeki objelerin yer aldığı kent müzelerini kurmanın ilk adım olduğunu kaydetti.
Kent müzesinin kentlerde üretilen, kentin tarihsel‐kültürel mirası niteliğindeki kente özgü yazılı, sesli ve görüntülü bütün verilerin yer aldığı yani sergilendiği yer olduğunu bildiren Dağlı, kent müzelerinin, arkeoloji müzesi olmadığını ve müzede yer alacak tüm verilerin, yerel yönetimler, merkezi yönetimler, sivil toplum örgütlerinin birlikte çalışması sonucu derlenmesinin gerektiğini belirtti.
Prof. Dr. Uğur Ulaş Dağlı, kent müzeleri, salt sergi mekânları sunmanın ötesinde, kütüphanesi, çocuk, yetişkin, gençlik atölyeleri ve tartışma mekânları da olan çok fonksiyonlu merkezler olduğunu aktardı.
Bu tür merkezler kentle bütünleşik, dış mekân aktivitelerine de olanak sağlayacak şekilde kurgulanmakta olduğuna dikkat çeken Dağlı, kent müzeleri, kentlerin en prestijli mekânları olması gerektiğinden dolayı merkezi yerlerde olmasının da önemli olduğunu dile getirdi.
Mağusa Suriçi’nde potansiyel var
Prof. Dr. Uğur Ulaş Dağlı, özellikle Mağusa için somut öneriler sunabileceğini, Mağusa Suriçi’nin çok kültürlü yapısının yanında özellikle İngiliz Dönemi’nde inşa edilmiş birçok kamusal binaya sahip olduğuna vurgu yaptı.
Bunların birçoğunun gerek konumu, gerek mimari değeri, gerekse bina tipi ile böyle bir kullanıma ev sahipliği yapabilecek potansiyeli olduğuna değinen Dağlı, bu anlamda, birçok Mağusalı’nın anılarının yer aldığı, kentsel belleğin vazgeçilmez bir parçası olan Gazi İlkokulu’nun, kent müzesine dönüşme potansiyelinin oldukça güçlü olduğunu açıkladı.
Prof. Dr. Uğur Ulaş Dağlı, bunun yanında Mağusa Belediyesi’ne ait bandabuliya binası ve Eski Eserler ve Müzeler Dairesine ait depo olarak kullanılan eski polis binasının kent müzesi için oldukça uygun binalar olduğunu aktardı.
DAÜ İç Mimarlık Bölümü olarak Aralık 2014’te, Gazimağusa Belediye Başkanı İsmail Arter ile konuyla ilişkili bir toplantı gerçekleştirdiklerini anlatan Dağlı, bu bağlamda bandabuliyada bir kent müzesi açılması konusunda Gazimağusa Belediye Meclisi’nin de onayının alındığını kaydetti.
Prof. Dr. Uğur Ulaş Dağlı, bu tür müzelerde önce bir kent müzesi sergisi yapıldığını, bunun da düşük bir bütçe ile gerçekleşmekte olduğunu bildirdi.
Serginin tarihinin de 2015 yılı ortası olarak belirlendiğini, yine konuyla ilgili olarak Türkiye ve yurt dışında birçok müze tasarımı yapan Müze Tasarım Uzmanı Burçak Madran’ın sergi projesini tamamladığını anlatan Dağlı, ancak belediye meclisinden bütçesinin de onaylanmasına rağmen bu çalışmanın 3 yıldır beklemede olduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Uğur Ulaş Dağlı, DAÜ İç Mimarlık Bölümü olarak, hem tarihi binaların, hem de endüstri mirasının yeniden işlevlendirilmesi, yenilenmesi, hem de tarihi olmayan binaların dönüştürülmesi kapsamında, Mağusa kenti başta olmak üzere ülkenin birçok noktasında müze iç mekân tasarımı proje önerilerini öğrencileriyle birlikte geliştirdiklerini, bu anlamda kent müzesi konusunda da her türlü katkıyı yapmaya hazır olduklarını sözlerine ekledi.