Belediyelere bir dokun, bin ah işit. Yenierenköy belediyesi ile başlayan iflas zincirinin devamı da gelecek.
Yeni hükümetin önündeki en önemli mesele hiç şüphesiz yıllardır vaat edilen yerel yönetimler reformu.
Haziran ayındaki yerel seçimler öncesi bunun hayatı geçmesi zor. Ama şurası bir gerçek. Belediyeler bu şekilde devam ettirilemez.
Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Harmancı, bu konuda önemi bir öneri ortaya attı.
Belediye sayısının 27’den 8’e düşürülmesi gerektiğini belirten Harmancı, en az 19 belediyenin ilçe belediyelerine bağlanması gerektiğini ifade etti.
Harmancı, hükümetlerin çıkarttığı birbirinden bağımsız ve farklı yasalar nedeniyle belediyelerin elinden birçok yetkinin alındığına işaret etti.
Çağdaş ülkelerde imar uygulamalarının belediyeler tarafından yönetildiğini belirten Harmancı, çevre konusunda belediyeleri zayıflatıcı yasalar çıkarıldığını ve belediyelerin evrak işleriyle uğraşan kurumlar halini aldığını vurguladı.
Yerel yönetimler reformuyla ilgili kafa yoranlar elbette Harmancı’nın bu uyarılarını da dikkate almalı.
Ama önemli olan, bu konuda niyet var mı? Önce ona bakmak lazım.
Ada TV’de dün konuğum olan DP Genel Sekreteri Afet Özcafer’e, hükümetin yeni dönemde hedeflediği icraatları sorarken, söz yerel yönetimlerin sorunlarına da geldi.
Özcafer, belediyelerle ilgili reformun siyasi kaygılar nedeniyle yıllardır hayata geçirilemediğinden söz etti. Çok değil, birkaç ay öncesine kadar UBP ile birlikte iktidar ortağı olduklarını hatırlattığımda da, defalarca Maliye Bakanlığı olarak İçişleri Bakanlığı’na başvurduklarını ancak sonuç alamadıklarından söz etti.
Şüphesiz siyasilerin yerelde oy kaygıları, bu reformun yapılmasını yıllarca öteledi. Ama artık mızrak çuvala sığmıyor. Belediyelerin sorunları çığ gibi büyüdü.
Bunda böyle her hafta Pazartesi günü “Haftaya Bakış” adıyla program yapacağım değerli akademisyen Mustafa Ertanın’a da sordum dünkü ilk programda aynı soruyu.
Belediyelerle ilgili çok önceleri yaptıkları akademik bir çalışmayı paylaştı. Nüfusu 15 binin altında olan belediyelerin yaşamlarını sürdürmesinin zor olduğunu söyledi.
Dolayısıyla 15 bin nüfustan az olan belediyelerin birleştirilmesi, ilk etapta belediyelerin yaşadığı mali bunalımı çözebilir.
Ancak kendi kendine yetebilen, gelirleri müsait belediyeler için bu uygulamaya elbette ihtiyaç yok.
Mustafa Hoca, belediyelerin sorunlarında o belediyelerin emanet edildiği başkanların da payı olduğunu düşünüyor.
Çünkü bu belediyeler iflas noktasına geldiyse, elbette o belediyelerin yapısal sorunları kadar, onları yöneten idarecilerin de payı yadsınamaz.
Önümüzdeki çok yakında bir yerel seçim var. Belediyelerin sorunları, iç siyasette önümüzdeki ayların sıcak gündemi olacak.
Siyasi kaygılardan uzak durup bu belediyelerin kurtuluşu için bir reçete hazırlamak bu hükümetin öncelikli görevi.
Çünkü vatandaşa en yakından temas eden, her gün çöpleri toplayan, halkın hayatına bire bir dokunan belediye hizmetleri, olmazsa olmaz.
O hizmetlerin kalitesi, bizim bu ülkedeki yaşam kalitemizi de belirliyor.
O yüzden yerel sorunları çözmeden, genel sorunlara bakamayız. Önce bu sorunu çözmeliyiz.