Başbakan Tufan Erhürman, bundan böyle her hafta yapacağını duyurduğu bilgilendirme toplantılarının ilkini dün Başbakanlık’ta gerçekleştirdi.
Daha çok çiçeği burnunda hükümetin yaptıklarından ziyade bakış açısını özetleyen toplantıda, gelecek döneme ilişkin önemli ipuçları bulmak mümkündü.
Erhürman sözü önümüzdeki dönemde kamuda her alanda denetimleri artacağını belirterek başladı.
Ek mesailerin maliye üzerindeki yüküne işaret eden Erhürman, insan kaynaklarının doğru ve verimli kullanılması konusunda bir çalışma yapılacağını söyledi. Burada hükümetin mesai ücretlerinde bir tasarrufa gideceği sonucunu çıkarabiliriz.
Ama sağlık, gümrük, güvenlik gibi konularda bunun bir zafiyet yaratıp yaratmayacağını uygulamalara bakarak görebileceğiz.
Geçtiğimiz günlerde kamuoyunun bilgisinde olmayan cezaevi ziyaretiyle ilgili izlenimlerini de basınla paylaşan Erhürman, yeni cezaevinin yıl sonuna kadar tamamlamayı istediklerini söyledi.
Cezaevinde dinlediği şikayetlerle ilgili konuların da Bakanlar Kurulu’nun gündemine taşıyacağını aktardı.
Bu hükümetin seçim öncesi halka verdiği en önemli vaatler arasında yer alan hukuka aykırı işlemlerle ilgili de konuşan Başbakan, bu konuda her bakanlık bünyesinde bir çalışma başlatıldığını ifade etti. Denetleme Kurulu’nun müşavirlikle ilgili yasal düzenlemenin ardından yapılacak atamalarla çalışmaya başlayacağını belirtti.
Seçim öncesi UBP-DP hükümetine yöneltilen en önemli eleştiri konusu olan vatandaşlık meselesi ise hükümetin gündeminin ilk sıralarında.
İlk etapta son zamanda yapılan 2 bin istisnai vatandaşlığın mercek altına alınacağı bilgisini paylaşan Erhürman’a bu konunun koalisyon ortakları arasında bir fikir ayrılığı yaratıp yaratmayacağı sorulmadı.
Ama ben bu köşeden dörtlü koalisyonun kilit ortağı DP’nin lideri Serdar Denktaş’a soruyorum. “O vatandaşlıklarda sizin de imzanız yok muydu?”
Geçtiğimiz dönemde de hükümette Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı olarak yer alan Serdar Denktaş’ın “7 bin 200 vatandaşlık verdik. Bu sayı 27 bine çıkacaksa da çıkacak. Geri adım atmayız” sözleri dün gibi kulağımızda duruyor.
Kendisinin de bulunduğu hükümette onay verdiği bu vatandaşlıklarla ilgili Denktaş’ın yeni tavrı kamuoyu tarafından dikkatle izlenecek.
Hükümette uyumu gözeterek attığı vatandaşlık imzalarını unutacak mı, yoksa buna karşı mı çıkacak?
Siyasette “dün dündür, bugün bugün” anlayışı gözetilerek bu konuda sorun çıkmayacağını düşünenler de var. Ama Demokrat Parti ve Serdar Denktaş açısından bu durumun izahının kolay olmayacağını düşünüyorum.
Bakalım Denktaş, bu mesele önüne geldiğinde ne diyecek?