“Tam Bağımsız Türkiye”

Bu, 1968 yılında, o zamanın yüksek öğrenim gençliğinin, ortaya attığı bir slogandı . Bu sloganın atılmasındaki neden .

Bu, 1968 yılında, o zamanın yüksek öğrenim gençliğinin, ortaya attığı bir slogandı .
Bu sloganın atılmasındaki neden .
1961 Anayasasının Türkiye’ye getirdiği temel hak ve özgürlükler sonucu , sayıları az da olsa birçok yazar , öğretim üyesi ve gazetecinin Türkiye’nin NATO’ya girdikten sonra nasıl her yönden bağımsız hale getirildiğini ve ABD ile yapılan ikili anlaşmalarda Türkiye’nin ne denli bağımlılaştırıldığını, belgelere dayanarak açıklamaları, bunların kitap haline getirilmesi ve basına düşmesi, Türkiye’de vatansever gençliği yollara düşürmüş ve Türk kamu oyunu bu konuda aydınlatmak için çeşitli yollardan etkinlikler düzenlenmişti .
Bir ülke veya Devletin, tam bağımsız olması için, sadece dış politikada bağımsız olması yollu düşünce ve uygulamalarla, bunu gerçekleştirmek olası değildir .
Her alanda tam bağımsız hareket etmek ve bunu uygulamak gerek.
Devletleri ayakta tutan ve tam bağımsızlığını sağlayan unsurların başında, tarım gelmektedir .
Bunun yanında, bir de stratejik gıda maddeleri var .
Sanayi, tam bağımsızlığı belirleyen faktörlerin en önemlisi .
Tarım ve sanayide dışa bağımlılık yoksa, ülke tam bağımsızlık yoluna yelken açmış sayılır .
Bu iki unsuru tamamlayan en büyük katkı ise, savunma sanayiinin oluşturulmasıdır .
Bunların tamamlayıcıları ise elektronik sanayidir .
Atatürk’ün, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dönemine göre .
Hem tarımı .
Hem de sanayii yakalamıştı .
O dönemlerde, dünyada elektronik sanayii, emekler durumdaydı.
Telsiz – telefon dönemin en ileri elektronik teknolojilerinden biri idi .
Türkiye NATO’ya girene kadar, tarımda da, sanayide de, kendine yeterli bir ülke durumunda idi .
Savunma sanayii döneminde, çok ciddi ilerlemeler yapmış , savaş uçağı yapar duruma gelmişti .
Atatürk’ten sonra gelen politikacılar, ABD’nin vaatlerine kanarak MKE ( Makine Kimya) Kurumunun, savunma sanayine yönelik işlevini
sona erdirip. Tarım aletleri üretir hale getirdiler .
Bunun acısını, Türk Ulusu Kıbrıslı Türklerle birlikte 1964 ‘ te Jhonson mektubu ile yaşadı .
Türkiye o kadar bağımlılaştırıldı ki , Türkiye’de ne ekilip ne biçileceğine, Amerikan Kongresi ve Pentagon karar verir duruma gelmişti .
Türkiye , ABD’ye rağmen, zamanın Başbakanı rahmetli Ecevit’in afyon ekimine yeniden izin vermesi . ABD ‘nin silah ambargosu ile karşı karşıya kalmasına neden oldu .
Türkiye’deki siyasal iktidarlar, ABD sayesinde, milli çıkarları koruyamayacak hale getirilmişti .
Birisi buna karşı çıkarsa . Derhal Brüksel kaynaklı askeri darbelerle karşı karşıya kalması, Türkiye’de olağan hale getirildi .
İşte tüm bunları yaşayarak gören ve bunların belgelerinin, ilerici aydınların çabaları ile ortaya çıkarılması. Türkiye gençliğini, ülke sorunlarına titizlikle eğilmeye sevk etti .
Tam bu ortamda çıkan Kıbrıs olayları ve Türkiye’nin, ABD ve NATO silahlarının ve mühimmatının, Kıbrıs’ta katledilen Türkleri kurtarmak için kullanılmayacağı konusunda, ABD Başkanı Jhonson’un, İnönü’ye mektubu, tuz biber mahiyetinde oldu .
68 Gençliği, Türkiye’nin bu çıkmazdan kurtuluşunun, yegane yolunun “ Tam Bağımsız Bir Türkiye” politikasından geçtiği kararına vararak, bu yönde eylemlerine devam etti .
Günümüzde, Afrin operasyonlarında, bu gerçeği yine yaşadık .
Bazı batılı ülkeler, Türkiye ile yaptıkları, bazı savunma araç ve gereçleri ile ilgili, ortaklaşa yapılmasına karar verilen anlaşmaları, askıya aldıklarını .
Bazılarının da, yapılan anlaşmalara göre, silah satışlarını durdur-maları . Türkiye’nin, tam bağımsızlığını yeniden gündeme getirmiştir .
Türkiye’nin hem dış .
Hem de iç egemenliği , hem tarım . Hem de, sanayide kendi kendine yeterli olması ile mümkündür .
1964 ‘lerde savunma sanayii konusunda ( Jhonson mektubundan )
sonra, Türkiye’de bir slogan üretilmişti .
“ Taşıma su ile, değirmen dönmez .”
Son Afrin harekatında, görüyoruz ki, değirmenin suyu, tamamen yerli . Çok az miktarda su, başka yataktan geliyor .
Zamanla, buna da hiç ihtiyaç duyulmayacak .
Dünyada tam bağımsız ülkeler, dünyanın gidişatı ve şekillenmesinde rol oynayabilirler .
Bu da ancak ve ancak savunma sanayiinin, gelişen , değişen ve oluşan dünya şartları ile yarışmasıyla, mümkün olmaktadır .
Türkiye, buna ayak uydurmak zorundadır .

Bu haber 3805 defa okunmuştur

:

:

:

: