Kadına şiddetin önlenmesi devlet politikası ile mümkün.

Kadına şiddet uygulayanların yüzsüzlüğü ve psikolojik rahatsızlıkları nedeniyle bugün bazı kadınlar için maalesef ölüm ancak son durak ve kurtuluş olurken, devlete düşen kadınların bu karanlık sondan kurtulabilmelerini sağlamaktır, ellerinden tutup birlikte aydınlığa doğru yürüyebilmektir.

Kadına şiddet uygulayanların yüzsüzlüğü ve psikolojik rahatsızlıkları nedeniyle bugün bazı kadınlar için maalesef ölüm ancak son durak ve kurtuluş olurken, devlete düşen kadınların bu karanlık sondan kurtulabilmelerini sağlamaktır, ellerinden tutup birlikte aydınlığa doğru yürüyebilmektir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Kadına Yönelik Şiddeti; “Cinsiyete dayanan, kadını inciten, ona zarar veren, fiziksel, cinsel, ruhsal hasarlarla sonuçlanma olasılığı bulunan, toplum içerisinde ya da özel yaşamında ona baskı uygulanması ve özgürlüklerinin keyfi olarak kısıtlanmasına neden olan her türlü davranış” şeklinde tanımlamıştır. Bu tanıma daha sonra ekonomik ihtiyaçlardan yoksun bırakarak uygulanan ekonomik şiddet de dahil edilmiştir.
BM Kadınlara Yönelik Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi’ne (CEDAW) göre, kadınlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, “bir kadına sırf kadın olduğu için yöneltilen ya da oransız bir şekilde kadınları etkileyen“ şiddettir. Birleşmiş Milletler Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi önsözünde kadınlara yönelik şiddeti, “erkekler ve kadınlar arasındaki eşitlikçi olmayan güç ilişkilerinin tarihsel bir göstergesi” ve “erkeklerle karşılaştırıldığında kadınları zorla bağımlı bir konuma sokmanın çok önemli toplumsal mekanizmalarından biri” olarak tanımlar.
Kadına yönelik şiddet, kadınların ve kız çocuklarının insan haklarının ihlalidir.
Maddi ve manevi bütünlük hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, ifade özgürlüğü, eğitim hakkı ve çalışma hakkı gibi birçok hak ihlalini de içine almaktadır.
Peki bununla nasıl mücadele edilir?
Tabi ki eğitim programları ile, kamusal programlar ve planlar ile.
Geldiğimiz günde acı ama gerçek olan Kıbrıs’ta yaşayan belli bir nüfusun bakış açısı ile kız çocuklarının ev işleri ve tarımsal işlere, ücretsiz aile işçisi olarak çalıştıkları tüm işlerde demek belki daha doğrudur yardım etmek için okuldan alınması olasılığı erkek çocuklarınkinden daha yüksektir. Bunun için, yasal cezalandırma mekanizmalarının da yardımıyla tüm kız çocuklarının erkek çocuklar gibi okula devam etme şansına sahip olması sağlanmalıdır. Resmi eğitimde okutulan ders kitapları sürekli gözden geçirilmeli ve cinsiyet ayrımcılığından arındırılmalıdır. Parasız, bilimsel, ana dilde, demokratik bir eğitim sistemine geçilmeli; kız çocuklarının okutulması özellikle desteklenmelidir.
Bunların yanında kamusal Program ve Planlar ile diğer çözüm önerileri de mevcut.
Yetişkin Eğitim Merkezleri kurulması,
Kız çocuklarının okullaşma oranlarının yükseltilmesi için yatırımların arttırılması,
Eğitim sisteminin, kadınların eğitim ve çalışma hayatına katılımlarını azaltmayacak kadınların istihdamını ve temsil oranlarını düşürmeyecek şekilde düzenlenmesi
Eğitim materyallerinin ve müfredatının cinsiyetçilikten arındırılması,
Kadın istihdamında zorunlu kota uygulaması,
Kadının çalışma şartlarında yasal düzenlemelerin yapılması,
Eşit işe eş değer ücretin verilmesi,
Kadının esnek ve güvencesiz çalıştırılmasının yasaklanması,
Ücretsiz kreşler açılması,
Ev içinde kadın emeği üzerinden örgütlenen bakım hizmetlerinin ( hasta, sakat, yaşlı) sosyal devletin bir gereği de olarak kamu tarafından (merkezi ve yerel yönetimler eliyle) kurumsal olarak gerçekleştirilmesi,
Şiddete uğrayan kadınlar için başvuru ve sığınma evi sayısının artırılması; ücretsiz danışmanlık, psikolojik ve tıbbi destek sağlanması ve yasal yardım yapılması,
Cinsiyet ayrımcı politikaların, yasalar ve uygulamaların kaldırılması; kadına dair projelerin kadın örgütleriyle birlikte yaşama geçirilmesi,
Parlamento başta olmak üzere tüm karar verme mekanizmalarında yer alan kadın sayısının arttırılması için pozitif ayrımcılık ilkesi gereği kota uygulamasının getirilmesi,
Evde, sokakta, okulda, işyerinde yaşanan kadına yönelik şiddetin sorumlularının yargılanması ve caydırıcı yasal tedbirler alınması,
Ve tabi ki en önemlisi medyanın, kadın ve çocuklara yönelik şiddeti teşvik edici yayınlar üzerinde kendi oto denetim mekanizmasını kurarak kadın ve çocuklara yönelik şiddeti bir malzeme olarak kullanmaktan vazgeçmesinin sağlanması...
Bu haber 318 defa okunmuştur

:

:

:

: