Hani derler ya söylene ,söylene helak oldular aynı o hesap. Yeni dönem iktidar ile yeni dönem idare şeklinde her gün yeni bir konuda konuşmaya tanık oluyoruz. 2000 vatandaşlık iptali yapacaklarını dosyaları incelediklerini, her gün dinliyoruz. Sonuçta hangi isimlerin vatandaşlığı son bulacak kimin kimliğinin elinden alınıp sen vatandaş olamazsın kararı çıkacak ayrı bir mesele. Yollar yeniden yapılandırılacak diyerek önlem almadan günlerdir Girne yolunu kullanan sürücülerin, yolda kalan araçların,tıkanan trafiğin felç olan haline, bekleyin, her şey güzel olacak savunması yapılıyor. Halbuki hızlandırılmış çalışma ile yol yapımı daha erken bitirilebilirdi. Salı gün toplanan mecliste yine iktidar kanadı düz yolsuzluk dosyaları ile kürsüden ayni açıklamalarını sürdürdü. O kadar çok laf kalabalığı yapıldı ki izahatlar Meclis tv ve Meclis oturumunu izleyenleri adeta hipnotize etti. Bütçe komitelerde görüşülürken ortaya çıkan ve 4'lü kolalisyon parti başkanları cüzdanına koyar gibi hane yardımı kalemi yine açıklamalı olarak Meclis kürsüsünden Sayın Erhürman kendine düşen pay için açıklamalar yaptı. Kendinin diğer bakanlık kriterlerinin ilgi bakanlarca tesbit edileceğini söylerken sanki Başbakan olduğunu ve bakanların icraatlarınını ve kriterlerini önceden bilmesi gerektiğini unutmuş gibi konuştu. Kendisin 500 bin Türk Lirasından rakı gecelerinde klüplere yardım diye vermeyeceğini tekrarlarken bu parayı Lefkoşa Surlar içindeki yardıma muhtaç kişilere , Mağusa Maraş Bölgesindeki ihtiyaç sahiplerine ve engellilere yardım mahiyetinde vereceğini açıkladı,Meclis tutanaklarına kriter dediği üç bölgeyi tescilledi. Bir milletvekilin konuşmasına atfen başsavcılığın işlevlerini görev ve yetki alanlarını sayarken sapla samanın karıştırılmaması gerektiği cevabını verirken söz arasında ukalalık yapmadığını ayrıca beyan etti. Hükümetin başı olarak elbette sözler önemli verilen mesajlar önemli ne dedi Sayın Erhürman kardeşlik zeminini kimse bozmaya kalkışmasın bozanlara karşıyım diyerek cevap verdi. Doğru söyledi. Bütçe komite toplantılarında tutanaklara geçen ve kamu oyunda oldukça eleştiri konusu olan ve özellikle koalisyon ortağı parti başkanları bakanlık bütçe kalemi altında gösterilen hane halkı bütçesini kürsüye gelen Maliye Bakanı Sayın Serdar Denktaş ben bu kalemi kullanıyorum, kullanmaya da devam edeceğim dedi, Denktaş ayrıca seçim arenasında övünç kaynağı yaptığı ve geriye dönük emeklilerden kesilen vergileri ödeme konusunda, Emekliler bireysel düşündüler halbuki bu ödenekleri almasaydılar Girne'ye bir okul yaptırırdık dedi bir bakıma onca emekliyi özverisizlikle de suçlamış oldu. Bundan sonra STK bu konularda özveriye çağırdı. Ülkemizde sendikacıların özellikle bordro mahkumları dediği işçi ve memur çalışıldığı sürece maaşlarından emeklilikle ilgili kesintilerin yapıldığı ve bu kesintilerin emeklilik maaşı olarak hak sahiplerine yansıdığını bir an unutmuş gibiydi. Bu primler sosyal sigortalı emeklileri içinde aynen prim olarak çalışma süresince işçinin ücretinden kesilendir. Her çalışan emeğinin karşılığını devletten almaktadır. Siyasi üslubun beyanatlarda emir kipi gibi kullanıldığı siyasi iktidar dönemi yaşıyoruz 'Herkes yasalara saygılı olacak' diye adeta halkını küçümseyen bu gibi ihtarlar ile her gün bir azar işiten vaziyetine düşürülen kesim her ay devlete karşı mükellefiyetlerini yerine getiren vatandaşlardır. Dolayısıyla ne kendimize ne de bir başkasına yaparız ederiz kapatırız açarız gibi söylemlerle hitap edilmesini asla istemeyenleriz 12-9-3-3 hükümeti bilmelidir ki ,demoklesin kılıcı devamlı başları üzerindedir ve bu kılıç her an hükümet üzerindeki seçmenin iradesinin devridir, muhalefet olsun iktidar olsun bilinmesinde fayda vardır ki siyasette başarı için üslubun önemi yatsınamaz olandır.