Trafiğe çıkan herkes direksiyon sınavından geçip ehliyet almış kişiler madem, nasıl oluyor da trafik kazaları meydana geliyor? Aslında trafik kazalarının nedenlerini hepimiz biliyoruz: Dikkatsizlik, eksik bilgi ve trafik kurallarına uymama. Peki, en çok yapılan sürücü hataları neler? Bu hataları bilirsek daha dikkatli davranabilir ve öz eleştiri yapabiliriz.
Aşırı hız yapma,
Hatalı sollama (Geçiş kurallarına uymama.),
Takip mesafesini aşma ve arkadan çarpma,
Uykusuz ve alkollü araç kullanma,
Kavşaklarda geçiş önceliğine uymama,
Kırmızı ışık ihlali,
Emniyet kemerini kullanmama,
Yaya ve okul geçitlerinde yavaşlamama,
Yayalara geçiş hakkı vermeme,
Hatalı şekilde ya da yasak olan yerlere park etme,
Yolcu indirme/bindirme kurallarına uymama,
Eksik ya da bozuk araç donanımlarıyla trafiğe çıkma.
Ulaşım; günümüz dünyasında küreselleşme ve ekonomik büyümeye paralel olarak hızlı bir gelişim göstermektedir. Dünyada meydana gelen teknolojik gelişmeler, nüfus artışı ve yeni yerleşim alanlarının açılması ile birlikte ulaşımda da farklı yapılanmaların gerekliliği ortaya çıkmıştır. Ulaşımın teknolojik gelişmelerle her geçen gün büyümesi ve önem kazanması yük ve yolcu taşımacılığında hızlı, güvenli ve konforlu taşımacılığın öne çıkmasına etken olmuştur.
Bizim adamız mesela 4 tarafı sularla kaplı bir coğrafya.
Ve şehirlerarası bir deniz taşımacılığımız yok.
Belki böyle bir alana deniz taşımacılığını hem yolcu hem kargo bağlamında başlatabilsek kara yollarının kullanımı ve yükü azalacak.
Gelişmiş ülkeleri incelediğimizde, taşımacılığın ABD’de %27 karayolu, %38 demiryolu, %24 denizyolu ve %10 havayolu, Almanya’da %58 karayolu , %22 demiryolu, %12 denizyolu ve %7 havayolu ile yapıldığı anlaşılmaktadır. Türkiye’de de bu oran tam tersine taşımacılık % 95 karayolu, %3 demiryolu, % 0,1 deniz yolu ile yapılmaktadır.
Ülkemiz de ise şehirlerarası deniz taşımacılığı yok. Bunun yanında düz ve engebesiz bir toprak parçasına sahip olduğumuz halde demir yolu taşımacılığı da bir alternatif olarak görülmemektedir. Bu da olmayınca bütün potansiyel haliyle karayollarına kalıyor.
Demir yolu donanımı belki kısa vadeli bir yatırım olarak düşünüldüğünde hayli maliyetli bir yatırım olarak karşımıza çıksa da uzun vadede bu anlamda bir çok sıkıntının giderilmesine büyük katkı yapabilir.
Fakat bugüne kadar böyle bir projemiz olmadı.
Tabi ki deniz yolu taşımacılığının da ciddi bir maliyet gerektirir.
Ve/fakat bütün bu yatırımlar devlet destekli uzun soluklu yatırımlardır, ve finansal olarak da çok yıpratıcı yatırımlar olarak görülse de uzun vadede kendini her anlamda amorti edecektir.
Bu gibi yatırımların mali boyutu yanında insan odaklı bir yatırım olduğu gerçeğini de tabi ki gözardı edemeyiz .