Dışişleri Bakanı Kudret Özersay dün yaptığı Ankara ziyaretinde mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile iki saat süren çok önemli bir toplantı yaptı. Çıkışta yapılan ortak açıklamalardan anlıyoruz ki Türkiye ile KKTC yakın bir gelecekte Doğu Akdeniz’de ortak sondaj faaliyetlerine başlayacaklar.
Fakat bu son seçenek. Rumlar aklını başına alırsa hala bu zenginliği ortak olarak paylaşmanın yolu da açık.
Nitekim Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan da iki dışişleri bakanının görüşmesi sürerken, Beştepe’deki başka bir toplantıdan Rumları son kez uyardı.
'Kıbrıs açıklarında Türkiye'ye rağmen yürütülmeye çalışılan sondaj faaliyetleri konusundaki net tavrımız umarım birilerine ders olmuştur. Özellikle münhasır ekonomik bölgelerde uluslararası hukuk neye amirse herkes bunu görecek ve buna katlanacak” diyen Erdoğan’ın sözleri, eminim bugün Rum basınında geniş yankı bulacak.
Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetleriyle ilgili Kıbrıs Türk ve Rum tarafının ortak adım atmasını öneren Erdoğan, “Yatırım yapılacaksa bu yatırımı beraber yapacağız. Oradan çıkartılan ürünün miktarı nedir ne değildir, bu da beraber paylaşılacak” dedi.
Rum tarafının çocuk kandırır gibi “Biz çıkaralım ne gerekiyorsa Kuzey Kıbrıs’a vereceğiz” yaklaşımının geçerli olması elbette kabul edilemezdi.
Erdoğan da bu konuda, “Ne bilelim, her numarayı çekersiniz. Onun için oluşturulacak heyet, oradaki bütün sondajları birlikte yapacaklar, oradan ne çıkıyorsa Güney Kıbrıs ve Kuzey Kıbrıs, nüfusuna göre hakkını alacak. Buradan en ufak bir taviz veremeyiz' diyerek, Türkiye’nin kararlılığını dosta düşmana ilan etti.
Sanıyorum içimizdeki bazı aklı evveller dışında bu kadar haklı bir mantığa karşı çıkan kimse olamaz.
Bu yaklaşımın müzakere masasına olumsuz etkisi olacağını söyleyenlere de şunu söylemek lazım.
Rumların gerçek niyeti müzakere olsa iş zaten buralara gelmezdi.
Türkiye’nin Afrin’de ABD ile karşı karşıya gelmesini bekleyip, Ortadoğu’da bir hezimet almasını uman Rum yönetimi, Mehmetçiğin zaferi ile neye uğradığını şaşırdı.
Şimdi siz bakmayın ABD’nin “Münbiç’ten çekilmiyoruz” açıklamalarına…
“Afrin’e de giremezsiniz” diyorlardı…
Mehmetçik çetin bir mücadelenin ardından Afrin’e girip teröristlerden temizledi.
Türkiye’nin “Şimdi Fırat’ın doğusuna yürüyeceğiz. Sırada Münbiç var” açıklamaları, belli ki Washington’u kaygılandırdı.
O yüzden birkaç gündür “Kaygılıyız” açıklamaları yapılıyor.
Ama o kaygının sanıldığı gibi insan hayatı için değil, teröristlerin can güvenliği için olduğunu anlamayacak kadar saf değiliz.
Türkiye ABD’nin blöfünü görecek, sınırını bu terör yuvalarından temizleyecektir.
Türkiye’nin Ortadoğu’daki askeri başarısı, Güney’de de hayal kırıklığı yarattı. Ortadoğu’da ABD’ye güvenenler ağızlarının payını aldı.
Rumlar da bu gerçeği görüyor. Zaten anlaşma niyeti olmamasına rağmen bir an önce müzakere masasını kurma girişimleri de bundan kaynaklanıyor.
Sondaj faaliyetlerine güvenli bir şekilde devam etmek istiyorlar. Tıpkı ENI’nin kaçtığı gibi anlaşma yaptıkları diğer şirketlerin de kaçmasından korkuyorlar.
Türkiye emin adımlarla 2023’e yürüyor. Beraberinde elbette KKTC’yi de götürüyor…
Erdoğan’ın da dediği gibi…
“Çatlasanız da patlasanız da Türkiye’yi durduramayacaksınız…”