Siyasi çıkarlar uğruna değil, insanlık için mücadele etmek

Kıbrıs Vakıflar İdaresi, hem hukuki olarak, hem de vakıf teamülleri gereği kuruluş amaçları doğrultusunda hareket etmekle mükellef olan bir kurumdur.

Kıbrıs Vakıflar İdaresi, hem hukuki olarak, hem de vakıf teamülleri gereği kuruluş amaçları doğrultusunda hareket etmekle mükellef olan bir kurumdur. Siyasi peşkeşleri değil, vakıf usüllerini dikkate alan bir yönetim anlayışı güdülmelidir.
Geçmişte yapılan hatalar neticesinde, Kıbrıs Vakıflar İdaresi'de diğer devlet kurumlarımız gibi adeta bir peşkeş merkeziydi.
Arsalar, işyerleri, evler ve diğer gayrımenkuller, kullanım amacı gözetilmeksizin yok pahasına siyasi çıkarlar doğrultusunda dağıtılmaktaydı.
Oysaki bu malların vakfedilme amacı; eğitim, sağlık, çevre, ihtiyaç sahipleri ve en önemlisi de insandır...
Evet, vakıf malları siyasi çıkarlar uğruna değil, insanlık için vakfedilmiştir.
Son 5 yıldır ise düzenin değişmeye başladığına şahit oluyoruz. Vakıf medeniyetinin yeniden canlanması, peşpeş düzeninin de büyük oranda azalmasına vesile oldu.
Siyasi çıkarlar doğrultusunda kullanılmış olan çok sayıda vakıf malı bulunuyor.
Ancak bu noktada dik duruş sergilemeye başlayan Vakıflar İdaresi genel müdürlüğü, siyasi çıkarların değil, vakıf medeniyetinin yaşatılmasını hedeflemektedir.
Şimdi, amaçları doğrultusunda yaşatılmaya başlanan bu medeniyeti ve rahatsız olanları da rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz.
Gece kulübü, kasino ve meyhane gibi alanlar, vakıf usüllerinden çok uzak olan iş modelleridir. Bu sebeple de bu alanda hizmet veren tüm işletmelere hukuki yönden müdahale edilmesi, kimilerinin huzurunu kaçırdı belliki.
Vakıfların özüne dönüş mücadelesini kamu oyuna kasıtlı bir şekilde farklı lanse eden güruh, vakıf medeniyetini de peşkeş olarak vurgulayabiliyor.
Gelelim Dome Otel meselesine...
2008 yılında, dönemin hükümeti tarafından otel çalışanlarının kurduğu bir işletmeye devredilen otel yönetimi, o gün bugündür konuşulur oldu.
2008 öncesinde iyi yönetilemediğini biliyoruz. Ancak çalışanların kurduğu işletme modeli ile başarı hikayeleri de ortaya çıkmadı.
10 yılda elde edilen 70 milyon gelirden sadece 2 milyon kâr ortaya çıktığı söyleniyorsa, yatırımların gerekçe gösterilmesi dahi sonucu başarıya bağlamıyor.
Çünkü Orta Doğu Teknik Üniversitesi bünyesinde hizmet veren Ebi Elektronik Bilgisayar Inş. Turz. Yatırım A.ş. tarafından sunulan rapora göre binaya, hatta eşya ve ekipmanlara yapılan yatırımların sadece günü kurtarmayı hedeflediği tespit edilmiştir.
Ebi, TC Büyükelçiliği tarafından KKTC'de gerçekleştirilen ya da desteklenen inşaat faaliyetlerinde referans olarak kabul edilen tek yetkili şirkettir. Bu son derece önemli bir detay...
15 Mayıs 2018 tarihinde 10 yıllık sözleşme sona eriyor.
İlgili işletme ve turizm acentesi ile yola devam etme ya da etmeme hakkı ise binanın sahibi olan Kıbrıs Vakıflar İdaresi'ne ait. Bu bir öngörü ya da fikir değil, hukukun gereğidir.
Özellikle son dönemde çeşitli basın organları tarafından iddia edildiği gibi bir durum olmadığını da vurgulamak isterim.
Edindiğim bilgiye göre Kıbrıs Vakıflar İdaresi, ilgili işletmenin yeni döneme devam etmeyi istemesi halinde kâr paylaşımı yerine sabit kira talep edecek.
Yani amaç ne oteli baronlara peşkeş çekmek, ne de mevcut işletmeyi ortadan kaldırmak değildir.
Asıl amaç hem çalışanların yanında olmak, hem de vakıf malını korumaya almaktır. Buradaki yaklaşımı doğru okumak gerekiyor.
Siyasi çıkarlar uğruna değil, insanlık için mücadele etmek, inancımızın ve milli kültürümüzün gereğini ortaya koymaktadır.
Vakıf malları, vakfedilme gayeleri doğrultusunda değerlendirilmeli, amacı dışında atılan tüm adımlara da müdahale edilmelidir.
Sadece hukuk değil, teamüller de bunu gerektiriyor çünkü...


Bu haber 471 defa okunmuştur

:

:

:

: