Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi’nde özellikle Kıbrıs ve doğal gaz konularında Türkiye’ye yönelik olarak alınan karar büyük tepki topladı. AB tarafsızlığını bir kez daha yitirdi.
TC Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, diplomasi muhabirlerini bilgilendirme toplantısında, sözlerine önceki gün vefat eden büyükelçi Deniz Bölükbaşı'na rahmet dileyerek başladı.
Kıbrıs ile ilgili gelişmelere değinerek Aksoy, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay'ın 20 Mart'ta Türkiye'ye resmi ziyarette bulunduğunu hatırlattı. Aksoy, görüşmelerde Kıbrıs konusundaki son gelişmelerin ele alındığını ve Rum yönetiminin Doğu Akdeniz'deki tek taraflı hidrokarbon faaliyetleri karşısında Türkiye ile KKTC'nin birlikte atabileceği adımlar üzerinde durulduğunu belirtti.
Kıbrıs Rum tarafında seçimlerin ardından 'sıfır asker sıfır garanti' söylemlerinin yeniden dillendirildiğine dikkati çeken Aksoy, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun konuya ilişkin olarak kullandığı 'hayalden öte olmadığı' sözlerini anımsattı.
Aksoy, 'Rum tarafına bir kez daha bu rüyadan uyanmalarını ve adadaki gerçekleri daha iyi görmelerini tavsiye ediyoruz.' dedi.
SORULAR
Aksoy, AB liderlerinin dün yayımlanan sonuç bildirgesinde, 'AB Konseyi, Türkiye'nin Doğu Akdeniz ve Ege Denizi'nde devam eden yasa dışı faaliyetlerini güçlü şekilde kınıyor ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile Yunanistan'la olan tam dayanışmasının altını çiziyor.' ifadelerinin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:
'AB Zirvesi'nde yine Rum - Yunan tezlerine hizmet eden ülkemiz aleyhine kabul edilemez ifadeler içeren bir yazımla karşı karşıya kaldık. AB bu iki ülkeye yalnızca üye oldukları için, haklı olup olmadıklarına bakmaksızın destek veriyor. Burada biz şunu anlıyoruz; AB, Kıbrıs konusundaki tarafsızlığını tamamen yitirmiştir. 2004'te de biz bunu gördük. Aynı filmi tekrar yaşıyoruz. Bu tutum devam ettiği sürece AB'nin Kıbrıs meselesinde üçüncü bir taraf olarak kabul edilmesi mümkün değildir. AB ülkeleri, uluslararası hukuka aykırı hareket eden GKRY'yi koşulsuz olarak, hiç sorgulamadan arkasında duruyor. İbret verici bir durumdur bu. Biz AB ile olumlu bir gündem yaratmaya çalışırken, AB'nin bu tarz kararlar alması elbette yapıcı sonuçlar doğurmayacak.”
TC DIŞİŞLERİ
TC Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada da , AB Zirvesinde Türkiye'yle ilgili alınan karara tepki gösterildi.
Açıklamada, şunlara yer verildi:
'AB Zirvesi'nde Türkiye ile ilgili olarak kabul edilen, ülkemizin Doğu Akdeniz ve Ege Denizi'ndeki 'yasa dışı eylemlerini' kınayan, 'Kıbrıs' ve Yunanistan ile 'tam dayanışma' içinde bulunulduğunu ifade eden yazımı esefle karşılıyoruz. Rum-Yunan tezlerini esas alan ve bu tezlerin arkasına sığınan bazı diğer ülkelere de fırsat yaratan bu yazımın kabul edilmesi mümkün değildir. AB’nin, desteklediği görüşlerin haklılığına ve meşruiyetine bakmaksızın, yalnızca üyelik statüsünden dolayı bir ülkeye koşulsuz destek vermesi, Kıbrıs konusunda tarafsız kalamadığının göstergesidir. Bu tutumu devam ettiği sürece AB’nin, Kıbrıs meselesinde herhangi bir üçüncü taraf olarak bile kabul edilmesi mümkün değildir.
AB’nin içindeki NATO müttefiklerimizin, kendileri için de tehdit teşkil eden terörist unsurlarla türlü fedakarlıklarla mücadele eden Türkiye’ye karşı dayanışmadan uzak bir söylem benimserken, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin (GKRY) uluslararası normlarla bağdaşmayan tasarruflarını desteklemelerini yadırgıyoruz.'
BAKAN ÇELİK
Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, AB Konseyince kabul edilen sonuç bildirgesinde Türkiye hakkında yer alan ifadelere tepki gösterdi.
Paylaşımında Çelik, '26 Mart’ta Varna’da yapılacak Türkiye-AB Zirvesinin hemen öncesinde AB Konseyince kabul edilen sonuç bildirgesinde yer alan Türkiye hakkındaki ifadeleri, kabul etmemiz mümkün değildir. Biz, 26 Mart Türkiye-AB Zirvesini ilişkilerimizi ileriye götürecek bir önemli bir fırsat olarak görüyoruz. AB tarafından da aynı olumlu ve yapıcı yaklaşımı bekliyoruz. Ancak dayanışmanın, hukukiliğin ve hakkaniyetin önüne geçtiği yerde meşruiyetten bahsedilemez. Dayanışma, sadece meşru olduğu zaman anlamlıdır.' ifadelerini kullandı.
Çelik, AB'yi samimi olmaya davet ederek, 'Kıbrıs sorununun çözümü için yapılan Crans Montana görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlandığında bunun sorumlusunun Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Yunanistan olduğunu bize söyleyenlerin şimdi böyle bir açıklama yapmış olmaları çok talihsiz bir gelişme olmuştur. Biz, Varna’ya samimi, iyi niyetli ve yapıcı bir anlayışla gideceğiz. AB tarafını da aynı anlayış içinde görmeyi bekliyoruz.' değerlendirmesinde bulundu.