Dome Otel, milli mi, yoksa buram buram siyaset kokan bir mesele midir?
Evet, sistematik olarak milli bir mesele olduğu yönünde haberler, açıklamalar ve sosyal medya paylaşımları yapılıyor.
O zaman biz de meseleyi biraz geriden ele alalım. 2008 yılında bir işletme kuruldu. Dönemin hükümeti, daha doğrusu hükümetin büyük ortağı (CTP) tarafından da 10 yıllığına sözleşme yapıldı ve otel yönetimi ilgili işletmeye bırakıldı. Kâr payı gibi bir model söz konusu olacak, mülkün asıl sahibi olan gelirin %30'u Vakıflar İdaresi'ne bırakılacaktı. Yani neresinden tutarsanız tutun, ne şekilde ele alırsanız alın, başlangıcı itibariyle şeffaflıkla uzaktan yakından alakası olmayan bir model karşımızda duruyor. Bu çalışma modelini millileştirme ve çalışanlar kendi işini yapıyor, emekçinin yanında duruluyor yaklaşımları da sonuç vermemeye başladı artık.
Çünkü 70 milyon gelirin 68 milyonu gider olması, fazlasıyla dikkat çeken bir durum.
Çünkü Dome Otel ve siyaset iç içe anılmaya, her nedense sadece bir zümrenin oteliymiş gibi lanse edilmeye başlandı. Bu da gözden kaçmıyor tabii.
Ancak bilinmelidir ki Dome Otel, siyasetin değil, bu ülkenin malıdır. Diğer tüm vakıf mallarında da olduğu üzere vakıfların kuruluş amaçları doğrultusunda kullanılmalıdır.
Mülk sahibi olan Kıbrıs Vakıflar İdaresi, sözleşmenin sona ermek üzere olduğunu ve ancak yeni şartların belirlenmesi halinde yola devam edilebileceğini otel yönetimine tebliğ etti.
Bu şartlar ise kâr ortaklığı yerine kiralama usülüne geçilmesi ve günü kurtaran yatırımlar yerine binayı ayakta tutacak yatırımlar yapılması yönündedir.
Bu şartlara ve Vakıflar İdaresi genel müdürü İbrahim Benter'in oteli alıp başka birilerine kiralamayacağız. Ya yeni bir sözleşme imzalanacak ya da vakıflar olarak otel yönetimini biz üstleneceğiz, şeklindeki açıklamasına rağmen peşkeş çığırtkanlığı yapanlar var.
Gazeteci Sefa Karahasan'ın sosyal medyada yaptığı bir paylaşım tam da bu meselenin örnek profilini ortaya koyuyor gibi.
Vakıflar İdaresi, Dome Otel'den günde 100 TL kazandıklarını açıkladı. Vakıflar İdaresi'ne çağrımdır; günlük 1000 TL'ye Dome Otel'e talibim. Çalışan sayısını da en az iki katına aynı haklarla çıkaracağım, diyor Sefa Karahasan. Haklı mı? Evet. Hatta az bile söylemiş...
Yani bu şartlarda otel işletiliyorsa, bunun adı başarılı işletme, benzersiz model, milli mesele gibi kisvelerle örtülemez.
Diğer yandan gazeteci Kartal Harman'da bu konuda sorular hazırlamış ve bir haber ile kamu oyu ile paylaşmıştı.
Akabinde sosyal medyada onlarca kişi tarafından paylaşılan ve özellikle son birkaç gündür sosyal medyanın gündemine oturan yeni sorular da ortaya çıktı.
Ancak iddiaların muhattabı olan tarafların, bir anda sessizliğe büründüğüne şahit olduk.
İddialara cevap gelmeyince, sosyal medya gündemine oturan o soruları ben de köşeme taşımak, sizlerle paylaşmak istedim.
1. İkinci Cumhurbaşkanı M.Ali Talat’ın eşi senelerdir otelden maaş alıyor mu?
2. Birçok siyasinin oteli bedava kullandığı , düğünlerini ve toplantılarını bedavaya yaptığı doğru mu?
3. Vakıflara ve işçilere kâr payı ödememek için Bayram Karaman’ın gelirleri düşük gösterdiği doğru mu?
4. Kâr payını düşük göstermek için dışardan fatura kestirdiği doğru mu?
5. Bayram Karaman’ın kaçırdığı vergileri devlete ödememekte ısrar ettiği doğru mu?
6. Otelin altının denizin etkisiyle yıpranıp suların plajın kolanlarının içine girdiği ve yıkılmak üzere olduğu doğru mu?
7. Bayram Karaman’ın her akşam arkadaşlarıyla sabahlara kadar bedava yiyip içtiği doğru mu?
8. İşçilerin haklarını koruyorum diyen Bayram Karaman’ın işçilere kâr payı olarak günde sadece 2 tl ödediği doğru mu?
9. Yılını tamamlamış kadrolu işçilerin izinlerinin kullandırılmadığı doğru mu?
10. S.Sigorta Yatırımların da Pointler maaştan gösterilmediği için yatırımların düşük olduğu doğru mu ?
11. Disiplin suçu ve yönetim kurulu kararı olmadan işten çıkardığı çalışanlar var mı ?
12. Çalışanların yatırımları düşük yapıldığı için emeklilik durumlarında mağdur oldukları doğru mu?