Gözler 24 Haziran'da bir yandan burada yapılacak yerel seçime, diğer yandan Türkiye'de yapılacak genel seçime çevrilmişken, şimdi neden durup dururken 2020'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yazdığımı sorabilirsiniz?
Gözler 24 Haziran'da bir yandan burada yapılacak yerel seçime, diğer yandan Türkiye'de yapılacak genel seçime çevrilmişken, şimdi neden durup dururken 2020'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yazdığımı sorabilirsiniz?
Ama kazın ayağı öyle değil. 2020'de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk işaretlerini hafta başında Sayın Akıncı'nın Sözcüsü Barış Burcu aracılığıyla yaptığı açıklamayla aldık.
Ne dedi Sayın Burcu?
Cumhurbaşkanı Akıncı'nın Derinya ve Aplıç kapılarının açılması konusunda Kıbrıs Türk tarafı kaynaklı herhangi bir gecikmenin yaşanmaması adına hükümete gereken önlemleri ivedilikle alması çağrısında bulunduğunu bildirdi.
Elbette Sayın Akıncı böyle bir çağrıda bulunabilirdi bulunmasına ama neden bu çağrıyı medya yoluyla yapmayı tercih etti?
İşte tartışma tam da burada başlıyor. UBP Genel Başkanı Özgürgün'ün 'boğazına kadar siyasete batmak ve tarafsızlığını yitirmekle' suçladığı Sayın Akıncı, belli ki 2020 için adaylık ateşini yaktı.
Barış Burcu açıklamasında, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın Maliye Bakanı Serdar Denktaş'ı da bizzat arayarak, söz konusu çalışmalar için bir an önce ihaleye çıkılmasını istediğini ifade etti.
Nitekim Sayın Akıncı'nın bu mesajı 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın da tuhafına gitmiş olacak ki, önceki gece sosyal medyadan yaptığı açıklamada sert tepki gösterdi. Adeta hükümete sahip çıktı.
Talat, 'Neler oluyor, anlamak zor... Anayasaya göre yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanı, Sözcüsü aracılığıyla Hükümete çağrı yaparak Derinya ve Aplıç kapılarının açılmasında üzerimize düşenleri yapmalarını istiyor... Hükümete karşı basın aracılığıyla konuşan Cumhurbaşkanı! Nerden çıktı?' diye yazdı.
Bu sözler Akıncı'nın her ne kadar adaylık sinyali olarak yorumlansa da, 2. Cumhurbaşkanı Talat'ın gerekli desteği bulabilirse CTP'nin adayı olarak karşısına çıkmaktan endişe etmeyeceğini açıkça ortaya koyuyor.
Solda aday borsası yavaş yavaş şekillenmeye başlarken, sağda Özgürgün ve Serdar Denktaş da şimdiden doğal adaylar olarak karşımızda duruyor.
Kudret Özersay'ın da bir kez daha şansını deneyeceği bilgisi zaten sır değil.
Diğer taraftan Özdil Nami de CTP içinde Cumhurbaşkanı adaylığı konuşulan bir başka önemli isim.
2020'deki Cumhurbaşkanlığı seçimleri için şimdiden saydığımız bu beş isme ilave adaylar da çıkar mı?
Onun da sinyallerini gelecek yılı beklemeden bu yılın içinde alırız.
Her ne olursa olsun önümüzdeki 2 yıl boyunca KKTC'de iç politika, 2020 cumhurbaşkanlığı seçimleriyle şekillenecek.
Taraflar bu şekilde belirginleşecek. Bunu da hep birlikte izleyip göreceğiz.