D. Trump seçim sürecinden bu yana P5+1 anlaşmasını eleştirip duruyordu. Anlaşmanın tarihin en kötü anlaşmalarından biri olduğunu vurgularken çıkma kararının altını bastıra bastıra çiziyordu. Herkesin kafasında da D. Trump yine coşuyor ve bu durumdan son anda vazgeçecek düşüncesi vardı. Önceki örneklerde de olduğu gibi... Bunu Kuzey Kore ve Çin örneğinde de yaşamıştık. Hatta anlaşmadan çıkma ve İran’a olan yaptırımlara ilişkin kararı açıklayacağı tarih 12 Mayıs iken artan petrol fiyatlarıyla birlikte açıklama tarihini öne çekince hepimiz dedik ki kendi şartlarını koyup ortak bir noktayı bulacak. Nitekim de piyasa bunu fiyatladı ve petrol fiyatları 70 dolar seviyelerinin altını gördü. Derken... Saat 21.00 sularında D. Trump başladı konuşmaya. İran’ın terör örgütlerine destek verdiğinden tutun da İran’ın uranyumu zenginleştirmesini sağladığından, anlaşmanın İran’ın bölgedeki amaçlarını engellemediğine kadar sert ifadeler kullanarak ABD’nin bu anlaşmadan çekileceğini belirtti. Bir de anlaşmaya uymayan ülkelere karşı da yaptırım uygulanacağının altını çizdi. Bir nevi D. Trump esti gürledi. Üzerine döviz kurundaki dalgalanmanın boyutu da en az D. Trump kadar sert oldu. Hemen ardından 4,33 seviyesinin üzerine çıktı. Ardından İsrail ordusunun sığınaklarını açması konusu daha da “Neler oluyor?” dedirtti hepimize. AB cephesinden ise uluslararası toplum olarak Nükleer Anlaşması’nın korunacağı sinyali verildi. Suudi Arabistan ise mutluydu adeta ve kararı memnuniyetle karşıladı malum sebepten ötürü. Sonuç olarak net bir şey var ki o da daralan ve kötü giden İran ekonomisi için karar ağır bir karar. Zor günler devam ediyor ülke için. Petrol fiyatları cephesinde ise kısa vadede volatilite yükseldi ve artışlar kaçınılmaz oldu. D. Trump’ın kararıyla petrol fiyatları yaklaşık yüzde 3,0’ünde üzerinde artış yaşadı. İran’a uygulanacak yaptırımların Kasım ayından sonra gerçek anlamda uygulanacağını düşünürsek ihracatı konusunda da pek olumlu bir tablo beklenemez değil mi? Gerek endüstride gerek yatırımlarda gerekse üretimde. Bir de konunun başka bir boyutu da var. ABD’nin AB üzerinde baskı oluşturma ihtimali. Bunun dışında yaptırımlarla ilgili kararda İran ile ortaklık kuran üçüncü ülkeler de işin içerisinde. Açıklamasında özellikle vurguluyor. Bu nedenle başta Türkiye olsun Hindistan ve Çin gibi ülkeler yani İran’dan petrol ve petrol ürünü ithal eden ülkeler ABD ile görüşmek durumunda. Yani anlayacağımız D. Trump dengeleri yine kendi lehine kurmayı amaçlıyor ve kendi anlaşma sürecini hazırlıyor. Haftaya görüşmek dileğiyle. Sevgiyle kalın.