Unutulmaz bir bahardı

Son nefeste ne söylemek isterdiniz en yakınınızda olan kişiye acaba?

Son nefeste ne söylemek isterdiniz en yakınınızda olan kişiye acaba? Ya da kimin olmasını isterdiniz o en son anda? Tanıdık mı olmalı, ya da hiç tanımadığınız biri mi olacak o an acaba karşınızda? Bir romandan fırlamış, bir film karesinden çıkmış gibi cümleler mi kurardınız? Yoksa olmayacak şeylere üzüldüğünüz için pişmanlıklar mı geçer içinizden bir ömrün o son final zamanında?
Eminim şimdi “niye pazar pazar böyle sorular soruyorsun? Üstelik bugün Anneler Günü. Neden bu mutlu, huzurlu bir günü zehir ediyorsun?” diye soruyorsunuz… Aslında annesi yanı başında olan şanslı insanlardansanız siz de sormalısınız bu soruları. İnanın alacağınız cevaplar, belki de bugüne kadar onların hiç görmediğiniz bir yüzüyle karşılaştırabilir sizi?
Vaktin nasıl geçtiğini bilmeden geldiğiniz o bir ömrün en son anında, kim bilir kaç bahar geçmiştir hayatınızdan… Ama siz en çok da o baharı unutamamışsınızdır hayat denen uzun maratonda. Yanınızda koşan eşinizi, çocuklarınızı da sevmediniz demiyorum ama kim bilir belki de “diğer yolda yürüsem nasıl olurdu” diye düşünürken yakalıyorsunuz ara ara kendinizi…
İnsan elbette her gün bu hesaplaşmayla yaşayamaz. Belki de sadece yılın bir gününde, bir dostla, bir adada, kahvenizi yudumlarken, geçmişi anıp söylenirken bulursunuz kendinizi…
Malum mesele son nefeste söylenmesi gerekenler olunca akla ilk gelen Attilla İlhan oluyor. “Galiba ölüyorum” diye başlayan o şiirinde ne güzel demiş usta. Bir kaldırımda vurulmuş yerde yatarken sevgilisine nasıl da güzel seslenir o en sen anda: “Sevim, seni sevdim yeri geldi söylüyorum… Biraz daha sokulsana galiba ölüyorum…İçimde ağır ağır bir çınar devriliyor… Yoksulum mutluluğum seninle yaşamaktı… Karanlık bir tren sonra ansızın kalktı…”
En son anı beklemeden sevdiklerinize içinizden geçenleri söylemeniz dileğiyle. İyi pazarlar, anneler gününüz kutlu olsun…
Bu haber 314 defa okunmuştur

:

:

:

: