Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gelecek hafta KKTC’ye yapacağı ziyaret Güney’de büyük rahatsızlık yarattı.
Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis, bu rahatsızlığı açık açık ifade ederken, “Ziyaretin ne manası var bilmiyorum” dedi.
O manayı anlayabilmesi için Mavroyannis’e şunu söylemek lazım.
Yunanistan’da Başbakan, nasıl seçilir seçilmez soluğu sizde alıyor, bu nasıl bir mana taşıyorsa, Erdoğan’ın ziyareti de öyle bir mana taşıyor.
Pekala buradan bir empati yapabilirsiniz.
Şüphesiz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 24 Haziran zaferinin hemen ardından KKTC’ye yapacağı ziyaretle dosta düşmana mesaj vermesi kadar anlaşılır bir şey olamaz.
Elbette Rumların karın ağrısı başka.
Zaten Mavroyannis de ağzındaki baklayı, sözlerinin devamında çıkarıyor.
Rum müzakereci, BM’nin, Temmuz ayı içerisinde işe başlamaması halinde prosedürün Eylül’e taşınacağını, Eylül takvimi kaçırılırsa, durumun daha da karışacağını ve sonrasının zor olacağını söylüyor.
Tabi sözde çözüm maskesinin altında asıl niyetini de hemen sonra gizlemeye gerek duymadan açıklıyor.
“Erdoğan’ın Kıbrıs sorununa yardımcı olacak bir şey söyleyeceğine inanmıyorum. Bizim gördüğümüz, işgal bölgelerinin İslamlaştırılması mesajı olduğudur. Bunlar, dini içerikli maharetlerdir ve Kıbrıslı Türkler bunları görmeli” diyen Rum Müzakerecinin sözleri, elbette Kuzey’deki paydaşları tarafından değerlendirilecektir.
Erdoğan’ın ziyareti sırasında bolca polemik konusu da yapılacaktır.
Ancak şurası bir gerçek. Bu coğrafya daha, “İslam” düşüncesine, Rum müzakerecinin istediği kadar düşman olmadı.
Dolayısıyla Erdoğan’ın Hala Sultan Cami’nin açılışını yapacak olması Kıbrıs Türkü’nü rahatsız etmiyor, aksine gurur veriyor.
Ama Rum yönetiminin niyeti başka. Kıbrıs Türkü’nün çıkarı söz konusu olduğunda kimseye pabuç bırakmayan Erdoğan’ın bölgeyi domine eden liderliği, Güney’de endişe yaratıyor.
Özellikle Ortadoğu’da yaratılmak istenen terör koridoru karşısında diz çökeceği tahmin edilen Türkiye, Erdoğan liderliğinde koca ABD’ye geri adım attırmayı başarınca, Rumların son umudu da suya düştü.
Şunu çok iyi biliyorlar. Erdoğan, Türkiye’nin lideri olduğu sürece adanın etrafından istedikleri gibi at koşturamayacaklar.
Ege’de nasıl Yunanistan, Suriye’nin kuzeyinde nasıl PYD-YPG yapamadıysa, Rum yönetimi de Doğu Akdeniz’de bunu başaramaz.
O yüzden Erdoğan’ın KKTC ziyaretiyle ilgili müthiş bir hazımsızlık yaşanıyor. Güney’deki Erdoğan geriliminin kaynağı da asıl burada yatıyor.