Tüm algılar ticaret savaşında ve ne getireceğinde... Hep gözü kara olarak nitelendirdiğim ABD Başkanı Donald Trump ülkesi ve çıkarları adına adeta dünyayı yeniden şekillendiriyor. AB, Kanada, Meksika ile dış ticarete dair gelişmeler gündeme gelirken bir yandan da Çin ile silahlar yerine paranın konuştuğu savaşın içerisinde şimdi de. Silahlar yerine paranın yani ekonominin öne çıktığı bir savaş ve belirsizliği olarak nitelendiriyoruz farkındaysanız. Ee, kendisi kapital sistemin öncülerinden değil mi? Her ne kadar karma ekonomik düzen olarak nitelendirsek de özellikle ABD merkezli olan uluslararası şirketlerin hükmettiği kocaman bir hegemonik güçten bahsediyoruz aslında. ABD Başkanı D. Trump’a göre Çin’e karşı başlattığı bu savaşın nedeni ülkesinin imalat sektörünü canlandırmak. Bu canlılıkla birlikte istihdam artışı sağlamak. Uluslararası iktisat kapsamında kendisi dış ticaretin amaçlarından birine başvuruyor aslında. Dış ticaret politikası kapsamında yerli üreticiyi dış rekabetten koruyor. Yani Çin’den... Çin’den ithal ettiği 34 milyar dolarlık ticari mala ek gümrük vergisi uyguluyor. Hatta Trump yaptıklarına rağmen Çin’in olası karşılık vermesi durumunda bu tutarı 450 milyar dolarlık seviyeye çıkarabileceğini söylüyor. Adeta dur ben şekillendiriyorum düzeni karışma sen diyor. Daha önceki yazımda da bahsetmiştim evin babası rolünü üstleniyor. Hatta geçiyor bile. Ailede karar alırken dahi artık çocuklarımızın fikri önem arz etmiyor mu? Trump için böyle olmuyor ve agresif ilerliyor. Çin dahil tüm dünyaya bir nevi ateş açıyor. Uluslararası örgütler konuya dahil oluyor. Küresel ekonomiyi hedefleyen ticaretin serbestleşmesi amacıyla kurulan örgütler uyarılarını yapıyor. Dünya Ticaret Örgütü bunlardan bir tanesi. Temelinde tarifelerin kaldırılması üzerine oluşturulan örgüt küresel ekonomik kalkınmanın zarar görebileceğini ifade ediyor. O halde yıllardır serbest piyasa ekonomisini benimsemiş ABD neyi amaçlıyor? Neden korumacı bir politika sergiliyor?
Çünkü yeni dünya düzeni oluşturuluyor. Endüstri 4.0 ile şekillenen dünya. Endüstri 4.0’ün düzeninde oluşan dünyada öne çıkan güçler kim olacak? Ar-Ge çalışmaları ile, inovasyonu ile teknolojisi ile üretimin monopolcüsü olan ülke veya ülkeler olacak. Bu süreçte korumacılığın ortaya çıkması çok da tezat değil sanki öyle değil mi? Ne zaman çıkarılan ürünler hizmetler standartlaşır, lisansının verilmesi daha karlı olur. O zaman iner bütün koruma kalkanları... Önemli olan bu süreçte gelişmeleri takip etmek ve eğitimle inovasyonla teknolojiyle üretmek... Peki bu süreçte kaybeden kim? Üretim maliyetinden dolayı tüketici. Uygulanan ek gümrük vergisi nedeniyle ürünler daha pahalı hale geliyor. Ticaret savaşının görünürdeki nedeni ABD’nin ticaret açığını azaltmak şeklinde olsa da temelde yatan nedenler çok daha başka şeyler bana kalırsa. AB endişeli. Çin savaşa hazır olduğunu söylüyor. Olası bir durumda maliyet 2 trilyon dolar. Küresel ekonomi bir başka şekilleniyor bu sefer... Haftaya görüşmek dileğiyle. Sevgiyle kalın.