Bruno Gronıng, hiçbir zaman kimseye, *doktora gitmeyin.* dememiştir. Bilakis,* doktora gitmeniz gerektiğinde gidiniz. Ama kesinlikle ona güveniniz. Verdiği ilaçların sizi iyileştireceğine inanınız, çünkü sizin düşünceniz çok önemli.* demiştir.
Sevgili Arkadaşlar, Bruno Groning hep, *En büyük hekim Allahtır.* demişse de, doktorları asla dışlamamış, her zaman onlarla beraber çalışmak istemiştir. Çünkü niyeti onların önünü kesmek değil, onların başa çıkamadıkları olaylarda, devreye kendisi girerek, kişiyi Allaha yönlendirmek ve şifalanmasında, yol gösterici görevini üstlenmekti.
Bu gün de ayni şekilde, Arkadaş Çevresinde, oluşan şifaları değerlendirmek ve mucizevi olup olmadıklarını belirlemek adına, görevli tıp doktorları ve alternatif tıpla uğraşan doktorlar vardır. *İnan ve güven, İlahi Güç yardım eder.* sözüyle de bizlere, inanç ve güven yoksa, hiçbir şeyin faydası olmayacağını anlatmaktadır. Doktora da inanıyor, yapacağı tedaviye güveniyorsak, iyi bir neticeye ulaşabiliriz. Yalnız burada da atlamamamız gereken bir durum söz konusu, bir doktora gitmeden, yine Eınstellen yaparak İlahi destek istemeliyiz ki, İlahi korunma, İlahi yönlendirilme alalım.
Her tür düzensizliğin, sonunda İlahi Düzene gireceğine sonuna kadar inanın, çok uzun sürse bile. Uzun sürmesi, iyileşmeyeceğini göstermez, sadece bu durumdan, hala daha öğrenmeniz gereken bir şeylerin var olduğunu bize anlatmaya çalışır. Regulung ların uzun sürmesi,(iyileşme sürecinin) bizim tam anlamıyla, bunların şifalanacağına inanamamamızdan dolayıdır. Brunonun bir sözü vardır, *Regulung dan şimdiye kadar kimse ölmemiştir,* der. Çünkü, Einstellen yaptıktan sonra oluşan yoğun hisler, tamamıyla, Regulung belirtisidir.
Asla, hiçbir zaman içinize hastalıkla ilgili bir düşünce almayın. Bu sizin veya başkasının yaşadığı bir durum olsun, hatta birilerinin anlattıklarını bile kabule geçmeyin, bir süre sonra, siz de ayni şeyleri yaşıyor olabilirsiniz. Bruno Gronıng, bununla ilgili şöyle diyor, *Tanrı bize bu yaşam yolumuz için, kendimize ve bedenimize hükmedebilmemiz için, yeteri kadar donanım bahşetti.*
Düşünceler bize sürekli gönderiliyor. Bunların içinden iyiyi veya kötüyü seçmek tamamen kendimize bağlı. Seçimler bize ait. Yanlış seçim yaptıysak ve bir süre sonra bunun farkına vardıysak, hemen onu gönderebilir, *bunlar bana ait değil, ben bunları kabul etmiyorum. İstemiyorum, diye reddedebiliriz. Ayni zamanda da, bize doğru düşüncelerin ulaşması için de istek oluşturabiliriz. Böylece de zaman içinde, doğru düşüncelerin bize gelmeye başladığını da fark ederiz.
Unutmayın, Doğru bakış açısı, doğru düşünmeyi, doğru düşünce, doğru konuşmayı, doğru konuşma da, doğru yaratımı gerçekleştirir.