15 – 20 Temmuz 1974 İzlenimlerim

Temmuz 1974 ‘de. Türkiye Cumhuriyetinde , 1973 ‘ te yapılan genel seçimlerle birlikte, Demirel Hükümetlerine son verilmiş ve İki partiye dayanan, bir Ortaklık Hükümeti oluşturulmuştu .

Temmuz 1974 ‘de. Türkiye Cumhuriyetinde , 1973 ‘ te yapılan genel seçimlerle birlikte, Demirel Hükümetlerine son verilmiş ve İki partiye dayanan, bir Ortaklık Hükümeti oluşturulmuştu .
Hükümetin büyük ortağı, başında rahmetli Bülent Ecevit’in başkanı olduğu CHP .
İkinci ve küçük ortak ise, MSP idi . Bunun Başında da Rahmetli Necmettin Erbakan vardı .
Türkiye tarihinde, 1960 ihtilalinden sonra oluşan Koalisyon Hükümetlerinden sonra. İlk kez bir Koalisyon Hükümeti oluşturuluyordu .
12 Mart muhtırasından sonra , ilk kez Demokrasi ile iktidara gelen iki parti olarak , bu partiler tarihe geçmişlerdir .
1971’ den itibaren, CHP Gençlik Kollarında da bulunduğumdan olsa gerek. Partinin tavanı ve tabanı ile, yakın bir diyalog içerisinde
bulunuyordum .
Ecevit’in Başbakanlığı döneminde, Türkiye’nin milli çıkarları daha da ön plana çıkarılmış . Tarihinde ilk kez , denizlerde kıta sahanlığı hakkı aranmış ve sadece Yunanistan’la bu konu çözümlenmemişti . Halen daha, bu konu askıda .
Ecevit ve Erbakan Hükümeti . Bu konuda, Türkiye’nin, Milli çıkarlarını Ege’de de aramaya başlamış ve Ege’ye bir sismik araştırma gemisi olarak, Çandarlı gemisini göndermişti .
Ege’de, Yunanistan’la olan sorunların , iki ülkeyi sıcak bir çatışmanın eşiğine getirmek üzere olduğunu. Dünya kamu oyu tarafından yakın bir şekilde izlenmekteydi .
Herkesin kanısı . Ege’de bir çatışma çıkar ve bu savaşa dönerdi .
Hukuk Fakültesinin son sınıfında idim .
Ailemi de özlemiştim .
Adaya gelmeye karar verdim .
Diyalog içerisinde olduğum, CHP parti üst yetkililerine, her zaman olduğu gibi, Adadan bir şey isteyip istemediklerini sormaya gittim .
Bazıları bir şeyler isterdi .
Rahmetli Turan Güneş’e de gittim . Hükümetin Dışişleri Bakanı idi.
Partide odasında buluştuk .
Bu sefer bir şey istemedi .
Bana :
Cemal, Kıbrıs’a gitme . Antalya’ya git, demişti .
Ben de kendisine .
Hocam, Kıbrıs’ta bir şey olmaz . Tırmanma Ege’de demiştim .
Bana ilk cümlesini tekrar etti .
Antalya’ya git .
Hocam biletimi aldım . Rezerve de yaptım . Kıbrıs’a gideceğim demiştim .
Öpüştük . Partiden ayrıldım .
Diğer üst düzeydeki partililer de, bir şey istemediler .
İçime bir kuşku girdi .
Rahmetli Turan Güneş’in cümlesini, iyice irdelemeye koyuldum .
Türkiye ile Kıbrıs arasında, gidip geldim .
TRT ‘de çalışan ve yakın dostluklar kurduğum abilerimle, Kıbrıs’ı konuştuk . Herkesin odak noktası, Ege idi .
Kıbrıs’ta bir şey olmaz kanısı ile , Mersinden , İstanbul Feribotu ile 10 Temmuzda adaya geldim .
İki gün Lefkoşa’da kaldıktan sonra. İkametim olan Baf kasabasına hareket ettim .
Yolda, Rumlar arasında, militarist güçlerin ikiye ayrıldıklarının
tanığı oldum .
Olayı muhakeme ettim .
Rahmetli Güneş’in, cümlesi aklıma geldi .
Tabii artık çok geçti .
Adaya gelmemiş olsam . Ailemin akıbeti ile ilgili ciddi kaygılara kapılacaktım .
Onların ölmesi durumunda. Benim hayatta kalmamın . Benim açımdan, ne önemi olabilirdi ?
Türk semtine gittim .
İki gün, hasret gidermeyle geçti .
Baf kasabasına geldiğimin, üçüncü günü . 15 Temmuz darbesi ile uyandım .
Herkeste bir telaş .
20 Temmuz’a, 5 günlük bir zaman süreci vardı .
Bu 5 günde, herkes görüşlerini ortaya koyuyor . Yorumlar yapıyorlardı .
Ecevit’in, bir uçak dolusu yetkili ile, Londra’ya gitmesini, olumsuz karşılıyor. Demirel Hükümetleri gibi. Donanmayı, Mersin ’den çıkarıp,
İzmir Limanına demirleteceği, öngörüsünde bulunuyorlardı .
Darbenin üçüncü günü .
Beni, üst yetkili Komutanlar çağırarak, şu soruyu sordular .
“ Sen Ecevit’e çok yakınsın . Adaya çıkarma yapacak mı ? “
15 Temmuz’da . Afyon’da, haşhaş ekim yasağını kaldırıp, ekimi serbest bıraktığında. Adadaki darbe ve Adanın Yunanistan’a bağlanma harekatını , Ankara Esenboğa Hava Alanında öğrenerek , afyon ekim törenlerine gitmişti .
15 Temmuz günü, Afyonda yaptığı konuşmayı, radyodan dinlemiştim .
O konuşmasında , Ada’ya çıkma kararlılığı, apaçık ortada idi .
Cevabım . Ecevit , Ada’ya çıkarmayı yapacaktır . Olmuştu .
Bu cevap, oradakilerin moralini düzeltmişti .
Çünkü, genel kanı .
“Bu sefer de, Türkiye Ada’ya çıkarma yapmazsa . Artık hiçbir zaman çıkarma yapamaz ve Ada Yunanistan’ın olur .”
Çıkarma ile, bu olasılık, sonsuza kadar engellenmiş olmadı mı ?
Bu haber 3699 defa okunmuştur

:

:

:

: