Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay Londra’da “Yurt Dışı Kıbrıslı Türkler Projesi”nin lansmanını yaptı...
Sizden özür diliyoruz yanınızda mahçubuz dedi Özersay.
Ve yıllardır süregelen ilgisizliğin telafisini yapmaya kararlı olduklarına vurgu yaptı..
Yurtdışında yaşayan Kıbrıslı Türklere yönelik kesin dönüş yapma niyetinde olanlara uygulanacak muafiyetlerden bahsetti..
Özersay,yurt dışında binlerce KKTC vatandaşı varken, kendi geleceğini KKTC’de gören insanların ve yurt dışındaki vatandaşların daha ön plana çıkacağı bir nüfus politikası şekillendirmeye başladıklarını ifade etti..
Özersay bu kapsamda önümüzdeki dönemde vatandaşlık politikasını gözden geçirmeyi planladıklarını da vurguladı..
Sayın Özersay’ın bu samimi çabalarını elbette takdir ediyorum.
Burada ifade ettiği bir çok konuda da kendisiyle hemfikirim..
Yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türkler ile 44 yıldır sağlanamayan bu iletişimsizliğin mahcubiyetini samimiyetle itiraf etmesi bile yapmaya çalıştığı işin samimiyetini zaten ortaya koymuştur..
Peki bu proje ne kadar ikna edici olur yurtdışında yaşayan Kıbrıslı Türkler için..
Netice itibariyle bu insanlar yurtdışında bir ömür harcamışlar, kendileri dahil ailelerinin geleceklerini de bulundukları coğrafyalarda icra ettikleri işlerle güvence altına almışlar..
Tabi bunun yanında yılların getirdiği doğallıkla bulundukları topraklarla bütünleşmişler, asimile olmuşlar.. Onların kültürleri ile sosyal hayatın içinde yer almışlar.. Çocuklarını bu kültür ile büyütmüşler..
Bu coğrafyanın eğitimi ile şekillendirmişler geleceklerini.
Şimdi bu insanlar, bütün bunları arkalarında bırakıp yurtlarına geri dönerler mi?
Yani kesin dönüş yaparlar mı?
Bu biraz zor gibi duruyor..
Çünkü bunun için ikna edici sebepleri olmalı..
Niye bütün bu imkanlarını bırakıp Kıbrıs’a dönsünler?
Ha diyebilirsiniz ki ama vatanlarıdır, doğdukları topraklarıdır..
Olabilir..
Lakin bu karın doyurur mu sizce?
Doyurmaz elbette..
Ha diyorsanız ki paralarını da alıp gelsinler..
Peki ya sonrası..
Bunca yıllık birikimlerini neden risk etsinler..
Hazıra dağ mı dayanır misali..
Nihayetinde her şeyin bir sonu var..
Yıllarca çalışmışlar ailelerini belli bir güvence altına almışlar,bulundukları coğrafyada sosyal devleti her zaman yanlarında bulmuşlar, onca imkan, sistem şimdi bütün bunları bir anda ellerinin tersiyle itip hade vatanımıza gidiyoruz derler mi sizce?
Dolayısıyla hangi muafiyeti bu insanlara verirseniz veriniz..
Onların bundan sonraki yaşamlarına güvence olabilecek ve gelecek sağlayabilecek istikrarlı bir devlet politikanız mı var mı?
Yok..
Ya da şöyle izah edeyim..
Bugün Sayın Özersay bu makamdadır..
Samimiyetinden de zerre kadar kuşkum yoktur..
Peki yarın Özersay bu makamdan giderse, ya da bu hükümet giderse, gelecek olanların bunu devam ettirecekleri ne malum…
Dile kolay yarım asırdır bu insanları ne arayan oldu ne de soran..
Şimdi onlara hade artık memleketinize dönüm diyoruz, eğer dönerseniz ve kesin olarak dönerseniz şizi şu şu mevzuatlardan muaf tutacağız diyoruz..
Dönerler mi sizce?
Onca imkanı, sosyal güvenceyi, sosyal devlet adaletini, çağdaş eğitimi, ileri sağlık hizmetlerini ve dahi kurulu saat gibi işleyen sistemi bırakır dönerler mi?
Bence çok zor.
Ha orada düzenlerini bozmazlar, gelirler 3,5 ay kalırlar dönerler.
O başka bir şey..
Tatil için gelirler, giderler..
Yoksa devlet olarak ya da Kuzey Kıbrıs’taki otorite olarak bizim onlara verebileceğimiz hiç bir güvence yoktur..
Bu gerçekle yüzleşmeleri için illa ki gelip buralarda yaşamaları da gerekmez.
Neden mi?
44 yıldır bu topraklarda istikrarlı bir devlet politikasını biz bu ülkede yaşayan kişiler olarak görmedik..
Bugün böyle, yarın öyle..
Sizce böyle bir riski göze alırlar mı?